stefan zweig
utanç duygusu her türlü gerçek otobiyografinin düşmanıdır.
sanat bize gerçekleri sezgi yoluyla gösterir. bir sanat eserindeki güzelliği ve gerçeği, aklımızla değil sezgimizle kavrarız.
"insanlığı incelemenin en uygun yolu, insanı incelemektir." (pope)
sanat alanında, en yakınımızda bulunan şey her zaman için ulaşılması en güç olanıdır; en kolaymış gibi görünen görev ise en ağırıdır.
ubi bene ibi patria: nerede rahat edersen, vatanın orasıdır.
ünlü kişiler kendi hayatlarını anlatırken hiçbir zaman hür değildirler; çünkü hayatlarının imajı, sayısız insanın hatıralarında ya da hayallerinde daha önceden belirmiş bir imajla karşılaştırılmaktadır; böylece onlar, ister istemez portrelerini, daha önce şekillenmiş bir efsaneye uygun gelecek şekilde çizmek zorundadırlar.
herkesin bu derece birbirine benzediği bir toplumda, yalnızca anormalliğin bir değeri vardır, "ancak bir parça olağanüstü olan kimselerde ilginç bir şeyler bulunabilir." (stendhal)
bir insan kendi çağı ile birlikte yaşadığı ölçüde çağı ile birlikte ölüp gider. oysa gerçek özünü ne kadar kendine saklarsa, gelecek nesillere ondan o kadar bir şeyler kalır.
sanat ölmez, yalnızca yeni bir yön alır.
edebi bir eser, ancak bize hayal ürünü bir eser olduğunu unutturduğu ve gerçeğin ta kendisiymiş gibi geldiği zaman kusursuzluğa ulaşmış demektir.
ancak gagasıyla ve tırnaklarıyla eşeleyerek en iyi olan şeyi arayıp bulmak, işte bütün bilgelik buradadır; insan yalnız kendisi için filozof olmalı, insanlık için değil.
kavranılamayan bir şeye bile yaratıcı bir anlam vermek ve bir kenara itilmesi mümkün olmayan şeyin gerçekliğini kabul etmek için gösterilen kahramanca çabadan daha büyük hiçbir şey yoktur.