hermann hesse
on yaşındaydım. bir gün okuldan eve döndüm. yazgı denen şeyin tüm köşe bucaklarda pusuya yattığı, her an bir şey olmasının beklendiği günlerden biriydi. öyle günler ki, ruhumuzdaki bir dağınıklık, bir düzensizlik çevremize yansıyarak çarpıklık içinde gösterir onu; bir tedirginlik ve korku sıkar yüreğimizi ve bizler bunun sözde nedenlerini kendi dışımızda arar, dünyayı gereken düzenden yoksun bulur, nereye yönelsek bizi engelleyen güçlerle karşılaşırız.
yaşamımın en mutsuz günlerini en şenlikli günlerine değişmezdim. bir insanın yaşamında önemli olan, önüne geçilemeyecek şeyi bilinçlilikle sineye çekmekse; iyinin de, kötünün de gereği gibi tadını çıkarmak ve dış yazgıdan ayrı içte daha gerçek, rastlantı karakteri taşımayan bir yazgıyı ele geçirmekse eğer, kendi yaşamım için yoksun ve kötüydü denemez.