3.10.2020

hitler ve yahudiler

elias canetti

hiçbir halkı anlamak yahudileri anlamak kadar zor değildir. köklerinin olduğu ülkeden yoksun bırakılınca dünyanın insan bulunan her bölgesine yayıldılar.

yahudilerin uyum sağlama yetenekleri iyi bilinir; ama uyum sağlama dereceleri son derece değişkendir. aralarında ispanyollar, hintliler ve çinliler bulunmaktadır. bir ülkeden diğerine dillerini ve kültürlerini taşırlar ve bunları kendi mallarından daha büyük bir titizlikle korurlar.

eski halklar arasında, bu kadar uzun zamandır dolaşan tek halk yahudilerdir. hiç iz bırakmadan ortadan kaybolmaları için en çok zaman onlara verilmiştir; ama buna rağmen bugüne kadar olduklarından çok daha fazla buradadırlar.

1914 yılı ağustosunun o ilk günleri nasyonal sosyalizmin de doğmasına sebep olan günlerdi. bu konudaki kaynağımız hitler'in kendisidir. daha sonraları, savaş patlak verince nasıl dizlerinin üzerine çöküp tanrı'ya şükrettiğini anlatır. bu onun dönüm noktası niteliğindeki deneyimi, kendisinin de şahsen dürüstçe bir kitlenin parçası olduğu bir andı. o anı asla unutmadı ve bu anı takip eden kariyeri o anın, yeniden; fakat dışarıdan yaratılmasına adandı. almanya o zamanki haline dönecekti; çarpıcı askeri gücünün bilincinde, onunla övünerek ve onun içinde birleşerek.

versailles antlaşması alman ordusunu terhis etmeseydi, hitler amacına asla ulaşamazdı. askerlik hizmetine konan yasak, en temel kapalı kitlelerini almanların ellerinden aldı. talimler, alınıp verilen emirler, artık ne pahasına olursa olsun kendi kendilerine yapmaları gereken, mahrum kaldıkları etkinlikler oldu. askerlik hizmetinin yasaklanması nasyonal sosyalizmin doğuşu oldu.

zor kullanılarak çözülen her kapalı kitle bütün karakteristik özelliklerini aktardığı açık kitleye dönüşür. parti ordunun cankurtaranı haline geldi ve partinin yeni askerlerini ulusun içinden çıkarmasının önünde hiçbir engel kalmadı. kadın, erkek, çocuk, asker ya da sivil, her alman bir nasyonal sosyalist haline gelebilirdi. daha önce asker olmamışsa, asker olmaya daha da hevesli olabilirdi; çünkü böylece o ana kadar yoksun bırakıldığı etkinliklerde yer almayı başaracaktı.

hiç kimse başına gelen ani değersizleşmeyi hiçbir zaman unutmaz; çünkü bu çok acı veren bir deneyimdir. bu acıyı başka birine yükleyemezse, hayatı boyunca taşır. bir kitle de kendi değer kaybını asla unutmaz. bu değer kaybından sonra ortaya çıkan doğal eğilim kendisinden bile daha değersiz, kendisini küçümsediği gibi küçümseyebileceği bir şey bulmaktır. eski bir hor görmeyi devralıp onu aynı seviyede korumak yetmez. burada istenen dinamik bir aşağılama sürecidir. bir şeye öyle muamele edilmelidir ki, tıpkı paranın enflasyon altındaki akıbeti gibi, giderek değersizleşsin. bu sürecin o nesne mutlak değersizliğe indirgenene kadar sürdürülmesi gerekir. o zaman o nesne bir kağıt parçası gibi atılabilir ya da kağıt hamuruna dönüştürülebilir.

hitler'in, almanya'daki enflasyon sırasında bu süreç için bulduğu nesne yahudilerdi. yahudiler bu iş için biçilmiş kaftan gibi görünüyorlardı: parayla uzun sürmüş ilişkileri, paranın hareketlerini ve dalgalanışını kavrama gelenekleri, spekülasyon becerileri, davranışlarının, almanların ideali olan askerce tutumla çarpıcı karşıtlıklar gösteren para piyasalarında, birlikte sürüler oluşturmaları; bunların hepsi, paraya karşı tavrın değişken olduğu, ona kuşku ve düşmanlıkla bakıldığı yerde, yahudilerin kuşkulu ve düşman görülmesine neden oldu.

birey olarak yahudi göze "kötü" görünüyordu; çünkü diğerleri parayla nasıl başa çıkacağını bilmezken ve parayla hiçbir işinin olmamasını yeğlerken, onun parayla arası iyiydi. eğer enflasyon almanların yalnızca bireyler olarak değerlerinin düşmesine yol açsaydı, birey olarak yahudilere duyulan nefretin kışkırtılması sorunlu olurdu. ancak durum böyle değildi; çünkü, milyonları baş aşağı gidince, almanlar kendilerini bir kitle olarak da aşağılanmış hissettiler. hitler bunu açık bir biçimde gördü ve bu yüzden eylemlerini bir bütün olarak yahudilere karşı çevirdi.

nasyonal sosyalizm, yahudilere yaptığı muamelede, enflasyon sürecini büyük bir titizlikle tekrarladı. yahudiler önce kötü, tehlikeli ve düşman görülerek onlara saldırıldı; sonra daha da değersizleştirildiler; sonra almanya'da yeterince yahudi bulunmadığından, işgal edilen ülkelerdekiler toplandı; son olarak sözcüğün tam anlamıyla, milyonlarcası cezalarını çekerek yok edilecek haşarat muamelesi gördüler.

almanların bu kadar ileri gidebildikleri, bu denli büyük çaptaki bir suçta ya doğrudan yer aldıkları ya göz yumdukları ya da görmezlikten geldikleri gerçeği karşısında dünya, hâlâ dehşete kapılmış ve sarsılmış durumdadır. birkaç yıl önce, markın değerinin önceki değerinin milyarda birine düştüğü enflasyondan geçmemişken almanlara bunu yaptırmak mümkün olmayabilirdi. almanlar, bir kitlesel deneyim olarak bu enflasyonun yerine yahudileri koydu.