nietzsche
kalabalık kentlerde binlerce insanın nasıl duygusuz bir ifade ile ve telaş içinde geçip gittiklerini izlediğimde, hep şöyle derim: kendilerini çok kötü hissediyor olmalılar. bu insanların tümü için sanat, kendilerini daha kötü, daha duygusuz ve anlamsız veya daha telaşlı ve ihtiraslı hissetmeleri için vardır. çünkü hakiki olmayan duygular at koşturmakta ve hiç durmadan onları eğitmektedir ve bunun sonucunda sefaletlerini kendilerine bile itiraf etmelerine izin verilmez. konuşmak istediklerinde uzlaşı kulaklarına aslında söylemek isteyip de unuttukları bir şeyleri fısıldar; birbirleriyle anlaşmak istediklerinde ise, akıl güçleri sanki bazı büyü sözleriyle felce uğratılır; böylelikle de aslında mutsuzluklarını mutluluk olarak nitelendirirler ve bile bile mutsuzlukları içinde birbirlerine bağlanırlar. sonunda tamamen değişime uğrayarak hakiki olmayan duyguların köleleri haline dönüşürler.