
bulgakov'un, metni pek az değiştirerek okuduğu bu yazı, p. mirimski'nin kendisiyle hiç ilgisi olmayan, "hoffmann'ın toplumsal hayalciliği" başlıklı makalesiydi.
bulgakov, mirimski'nin bu gözlemlerinde kendine değen şeyler hissetmiş, böylece bana, pek de gülünç bulmadığım bu şakayı yapmıştı.
"zanaatkâr gibi davranmak güç şey." derdi. "insanın basit ve içten duygularını; hatta bazen bütün duygularını susturması gerekiyor."
kulağıma eğilip şöyle demişti: "sergey, düzyazıyı ortadan kaldırmak gerek." "ne?" "bir kır görüntüsünü tarif eden bir şey okudum. çayırların bal kokusu, volga kıyısındaki uçsuz bucaksız topraklar, ağaçlarda patlayan o alışılmış tomurcuklar, bozkırlar. hepsinden gına geldi. bütün bunlar, uzun süredir edebiyat olmaktan çıktı, yapmacıklaştı."
düzyazısının anlaşılır, canlı, gerçekçi bir yanı vardı. gerçekten çağdaş bir yazardı bulgakov.