clarissa pinkola estes
adamın biri bir terziye gelmiş ve bir takım elbise denemiş. aynanın önünde dururken yeleğin alt kısmının bir parça eğri büğrü olduğunu fark etmiş.
"ah" demiş terzi, "bu konuda endişelenmeyin. sadece daha kısa olan ucu sol elinizle aşağıya doğru çekiştirin, kimse bir şey fark etmeyecektir."
müşteri bunu yapmaya çalışırken ceketin klapasının, düz duracağına, kıvrıldığını fark etmiş.
"a, o mu?" demiş terzi. "bu hiçbir şey değil. sadece kafanızı biraz çevirin ve çenenizle aşağıya doğru bastırın."
müşteri razı olmuş ve bunu yaparken pantolonun iç dikişlerinin biraz kısa, arkanın da epey sıkı olduğunu hissetmiş.
"a, bu konuda endişelenmeyin." demiş terzi. "sadece iç dikişleri sağ elinizle aşağıya doğru çekin, her şey mükemmel olacak." müşteri razı olmuş ve takımı satın almış.
ertesi gün, terzinin yapmasını söylediği tüm el ve çene "düzeltmeleriyle" birlikte yeni takımını giymiş. çenesi klapayı aşağıya doğru bastırırken, bir eli yeleği çekiştirir ve öteki eli ise kasığının altını kavrar bir şekilde aksayarak parktan geçiyormuş. iki yaşlı adam dama oynamayı bırakıp onun yoldan geçişini seyretmeye başlamışlar.
"vay canına!" demiş birincisi. "şu zavallı sakat adama bak!"
ikinci adam bir an düşünmüş, sonra mırıldanmış: "evet, sakatlık çok kötü; ama benim merak ettiğim ne biliyor musun? böyle güzel bir takımı nereden aldı acaba?"