george orwell
yüz bin pound yıllık geliri olan bir insanla bir pound haftalık geliri olan bir insan arasında ortak bir şeyler olduğunu kim söyleyebilir?
yurtseverliğin ve ulusal bağlılığın karşı konulmaz gücü tanınmaksızın modern dünya kavranamaz. o belirli çevrelerde yok olabilir, uygarlığın belirli düzeylerinde var olmamış olabilir; fakat pozitif bir güç olarak onun yanında yer alabilecek hiçbir şey yoktur.
en fazla yetenek içeren bir sanat dalı edebiyattır. ama o da sınırları geçemeyen tek sanattır.
edebiyat, özellikle şiir ve dahası lirik şiir bir çeşit aile şakasıdır ve kendi dil grubunun dışında ya çok az ya da hiç değeri yoktur.
shakespeare dışında en iyi ingiliz şairleri salt isimleri ile bile nadiren tanınır avrupa'da. yaygın bir şekilde okunanlar yalnızca yanlış nedenlerden ötürü hayranlık duyulan byron ve ingiliz ikiyüzlülüğünün bir kurbanı olarak acınan oscar wilde'dır. ve bununla bağlantılı olarak, çok açık olmamasına rağmen, hemen hemen her ingiliz'de düzenli bir düşünce sistemine hatta mantık kullanımına karşı felsefi yetenek azlığı vardır.
"aydın" olarak tanımlanabilecek herkes var olan düzenle sürekli bir uyuşmazlık halinde yaşamıştır.
eğer t.s. eliot'un şiirlerini ya da karl marx'ın teorilerini anlayabilecek cinsten bir beyne sahipseniz, otoriteler bundan, sizin herhangi bir önemli işin dışında tutulmanız gerektiğini çıkaracaklardır. aydınlar, kendileri için bir işlevi sadece edebi dergilerde ve sol kanat partilerde buldular.
göze çarpan başka bir özellikleri de düşünceler dünyasında yaşayan ve fiziksel gerçeklikle çok az ilişkisi olan insanların duygusal sığlığıdır.
churchill hükümeti, süreci bir anlamda durdurana kadar yanılmaz bir güdüyle 1931'den beri hep yanlış şeyler yaptılar. aptal olmayan herkes faşist bir ispanya'nın ingiltere'nin düşmanı olacağını onlara söyleyebilirdi; buna rağmen ispanya hükümetini devirmesi için franco'ya yardım ettiler. 1939-40 boyunca, italya'yı, bütün dünyanın baharda saldırıya geçeceklerini bilmesine rağmen savaş malzemesiyle beslediler. birkaç yüz bin hisse senedi sahibinin hatırı için bir müttefik olan hindistan'ı bir düşmana dönüştürdüler.
sadece doğum rastlantısı, yetenekli bir çocuğun hak ettiği eğitimi alıp alamayacağına karar verirken bizim demokrasiyi savunmak üzerine bütün konuşmalarımız anlamsızdır.
hazcı düşünmeye eğitilmiş bir ulus, köleler gibi çalışan tavşanlar gibi üreyen ve temel ulusal endüstrileri savaş olan halklar arasında hayatta kalamaz.