nihat genç: imam hutbede, müslümanlar küs olmaz, selamlaşmak allah'ın emridir, dedi. imam dedi ki, ilk selamlaşanlar adem ile havva'dır. cami çıkışında imama muhtar sordu, "hocam ilk siktiri kim çekti?"
fernand braudel: islam öncesi arabistan, homerosvari bir çağ yaşamaktaydı: şiir orada kulakları ve kalpleri açmaktaydı.
güven turan: islam estetiği deha kavramını dışlar özünde; çünkü deha, yaratıcılığı barındırır içinde. yaratıcılıksa "küfür"dür.
gerard de nerval: bizde din, medeni hukuktan apayrı bir şeydir. müslümanlarda ise bu iki ilke birbirine karışmıştır. islamiyeti kabul eden birisi, her açıdan bir müslüman uyruğu olur ve milliyetini kaybeder. bu durumda onun için hiçbir şey yapamayız; sopa ve kılıç egemenliği altındadır artık o; eğer hristiyanlığa geri dönerse de, islam yasası onu ölüme mahkum eder. müslüman olunca, sadece kendi dinsel inancını kaybetmez insan; adını, ailesini, yurdunu da kaybeder.
jean p. sasson: muhammed'in bildirileri ondan sonra gelenler tarafından yanlış aktarılmış olmalı. tanrı, dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınları bunca kedere layık görmüş olamaz.
leyla erbil: bizim milli duygumuz din kökenli hoşgörüsüzlük, gaddarlık, aşağılık duygusu ve sinsiliktir.
nazım hikmet: halifeliğin cehennemin yedi kat dibine yuvarlanmasından şapkanın giyilişine dek, bir devrim bakımından, atılan her adımda yürekleri parçalananlar oldu. bir devrim gözüyle emperyalizmin denize dökülüşünden, temiz türkçenin işlenmesine kadar yapılan sıçramaların ağrısını gırtlaklarına sarılmış bir pençe gibi duyanlar vardır.