raoul vaneigem
pazarın her şey olduğu yerde insan hiçtir.
din, maneviyat adına reddetse de, maddi çıkarları yönetmekten hiç geri kalmaz. yoksulluk ve merhamet, ölüm ve öte dünya, günah ve günahın satın alınması pazarlarından az kâr sağlamadı.
din, sömürü sözleşmesini semavi bir vekaletin sürekliliği üzerinde kuran ve köleliğin silahlarıyla mücadele ettiği totalitarizmi sürekli yenileyen bir ekonomi anlayışıdır.
dinsel pazarın çöküşü, yerini pazar dinine bırakır. ekonomistler, kredili ve alacaklı bir tanrı'nın sonuncu tuzu kuru papazlarıdır.
tersine bir dünyada yaşadığımız, günün birinde uyanacağımız bir kabusa gömülmüş olduğumuz fikrini desteklememiş olan bilinçli bir filozof yoktur.
din bütün darbelerde başarı kazanır: hem sakatlar hem de koltuk değneği satar. bastırılmış yaşama iradesi ölüm refleksine döndüğünden ve içi boşaldığından beri, tarihin akışı marazi dünyaların en iyisi yönündedir.
din, insanı çürüten ve aynı çürümeyle de kendini yok eden bir sistemin aşkın saflığı iddiasındadır. insanın ekonomik varlık olarak ilerlediği ve arzu varlığı olarak gerilediği, tersine giden dünyanın aklanmasıdır.