hans habe: evlilik, acının yumuşak örgüsüdür.
elia kazan: bir kişinin bir başka kişiden ihtiyaç duyduğu her şeyi sağlaması, elde etmesi olanaksızdır. kimsede apaçık kabul etmeye yürek bulunmayan şey budur.
thomas hardy: insanlar, doğal güçlere karşı koyamayacaklarını bile bile, birçoğu da bir aylık mutluluğu bir ömür boyu rahatsız olmak pahasına elde ettiklerini belki bildikleri halde, gene de evleniyorlar.
ahmet ada: cemal süreya, evliliğin aşkı yok ettiği kanısındaydı: "aşk, meşru bir şey olamaz. o da şiir gibi, meşrulaşınca ölür. aşk da şiir de uzlaşıcı olunca ölür."
mo yan: nezaket olmadan da karı koca olunmaz, düşman olunmadan da. iyi günde, kötü günde. horoza varırsan horozun, köpeğe varırsan köpeğin peşinden gidersin.
louis aragon: her insanda, kendi çehresinden bile daha derin, daha kalıcı bir iş, yani küçücük alışkanlıklar, "mani" dediğimiz küçüklükler yaşar. aslında evlilik dediğimiz şey, bu küçüklüklere, bu alışkanlıklara duyulan nefretin izdüşümüdür; bozulmadan sürüp giden sevgiler de, aynı alışkanlıklara bakarken gösterdiğimiz anlayış ve yumuşaklığın eseridir.
christine arnothy: evlilik, ancak her şey karşılıklı ve açıkça söylendiği zaman iyi işleyen bir kurumdur. evlilikte aşk, hiçbir zaman temel bir mesele olmamıştır.
neval el-saadavi: cennette nikahlı eşler için yer yoktur. aksi takdirde dünyadaki yaşantımız ile cennetteki arasında ne fark olurdu?
saul bellow: sen kendine benzeyen bir kadın arayıp duruyorsun. öyle bir canlı yok. ama kızlar sana "arayışın sona erdi. işte buradayım. o benim." diyeceklerdir. sonra sıra sözleşmeyi imzalamaya gelir. kimse sözünü tutmaz elbette ve cehennem acıları başlar.