dostoyevski
insanın yöneldiği tek hedef, hedefini elde etmek için harcadığı sürekli çabadır, başka bir deyişle yaşamın kendisidir. oysa hedef iki kere iki dörtten, bir formülden başka bir şey olamaz; iki kere iki dört ise yaşam değildir, beyler; ancak ölümün başlangıcıdır. insan iki kere iki dörtten, en azından bir korku duymuştur. evet, insanın tek yaptığı şey, iki kere iki dörtlerin peşine düşmek, okyanusları aşmak, bu uğurda seve seve yaşamını vermektir; ama öbür yandan aradığını bulacağı için de ödü patlar. çünkü bulursa arayacak başka bir şeyi kalmayacağını hissetmektedir. işçiler işlerini bitirince para alırlar, daha sonra da gidecekleri bir meyhane, düşecekleri bir de karakol çıkar nasıl olsa. peki ama bizler nerelere gideriz? onun için hedefe her varışta bir tedirginlik duyulur. insanoğlu amacına doğru ilerlemeyi sever; fakat amacını elde etmeyi değil. çok gülünç bir durum doğrusu. insanın yaradılıştan gülünç bir varlık olmasındadır bütün terslik zaten. iki kere iki dört çekilmez bir şey. iki kere iki dört, bana sorarsanız, bir küstahlıktır. iki kere iki dört, ellerini böğrüne dayayarak yolumuzu kesen, sağa sola tükrük atan bir külhanbeyinin ta kendisidir. iki kere iki dördün yetkinliğine -mükemmelliğine- inanırım; ama en çok övülmeye değer bir şey varsa, o da iki kere ikinin beş etmesidir.