stefan zweig
her keşif, her buluş sadece onu bulanla değil, daha ziyade bu keşfin etkin güçlerini tanıyanla geçerli sayılır.
yapılan bir şeyi anlatan ve açıklayan kişi, çoğu zaman onu yapandan daha önemlidir ve tarihin önceden kestirilemez güçler dengesi içinde genellikle en küçük bir hareket bile en inanılmaz etkilere neden olabilir.
tarihten adalet bekleyen, onun vermeye yanaştığından çok daha fazlasını istemiş demektir. tarih, ölümsüzlüğü genellikle yalın, ortalama bir insana dağıtırken en cesur ve bilge olanları, isimsiz karanlığa savurur.
itiraz sonradan bir protestan engizisyonunun ilk kurbanı olarak cenevre’de calvin tarafından ateşe itilip trajik bir şöhret kazanacak olan miguel servet adında garip bir adamdan gelir.
miguel servet, sosyal bilimler tarihinin garip bir karakteridir; kısmen bir dahi, kısmen bir deli, huzursuz kişilikli, delidolu tutumu nedeniyle her şeyde yetersizlik gören ve bilim alanında kendi görüşünü mümkün olan en şiddetli biçimde savunması gerektiğine inanan bir delifişektir. fakat verimsiz görünen bu adamın, her yerde doğru sorunlara temas etmek gibi bir yeteneği vardır.
hakikatin söylentiye yetişmesi nadiren mümkün olur. bir kez dünyaya söylenmiş bir söz, buradan güç toplar ve kendisine hayat verenden özgür ve bağımsız yaşamını sürdürür. bu sözün ilk kez dudaklarından döküldüğü genç adamın şimdi utançla onu bastırmaya, susturmaya çalışması boşunadır. söz çoktan havada salınmaya başlamıştır, harften harfe, kitaptan kitaba, ağızdan ağıza dolaşmakta, durdurulamaz ve ölümsüz bir şekilde zamanı ve mekanı aşmaktadır; çünkü aynı anda hem gerçekliğin hem de fikrin ta kendisidir o.