richard dawkins: yetişkin bir inek, ahlak açısından, her türlü makul ölçüte göre, doğmamış bir bebekten daha çok sevgi ve yakınlığımızı hak eder. öte yandan, kürtaj doktoruna "cani!" diye haykıran yaşam yanlısı kişi, evine gidip bifteğini afiyetle yer. dr. doolittle ile büyümüş olan bir çocuğun gözünden bu çifte standart kaçmaz. kutsal kitap ile büyütülmüş bir çocuksa elbette bunu göremez.
alison gopnik: bilimde çocuklar gerçekten de bir kadın için en büyük engeldir. bilim kurumları kadınların hem çocuk yetiştirip hem bilim hayatını sürdürmelerini çok güçleştirmektedir. şimdi düşünüyorum da ben ya psikolojiye yatkın bir felsefeci ya da felsefeye yatkın bir psikolog olmaya yazgılıydım. ama koşullar birazcık farklı olsaydı, pekala ya küskün bir kreş öğretmeni ya da bir üniversite hocasının karısı olabilirdim.
lee smolin: einstein'ın bana çekici gelen düşüncelerinden biri, bir bilim adamı olarak insanın gündelik hayatın belirsizliği ve acılarını aşabileceği idi. doğanın yasalarını kavrayarak, insan yaşamının kısa süreli uğraşlarına göre dünyanın çok daha kalıcı ve güzel bir yönüyle bağ kurabilirdiniz.
jaron lanier: doğal ya da somut dünyayı kucaklarken daha eşitlikçi oluruz; çünkü inancımız hiç kimseyi dışlamamızı gerektirmez. ama bunu yaparken, bize birer birey olarak değer kazandıran ve hayatlarımıza çeşni ve anlam katan öznel dünya deneyimimizi önemsizleştiririz. öznelliği öne çıkardığımız zamansa karşıt inanç topluluklarına bölünme tehlikesiyle karşılaşırız. geriye baktığımda, bu ikilemin çocukluğumda boğuştuğum yalnızlığı nasıl artırmış olduğunu görebiliyorum. çocukluğum devam ediyor.