andrew crumey
tesadüfler biz ne anlama gelmelerini istersek o anlama gelir.
olaylar bizim lehimize geliştiğinde, bunu şans değil, kader veya yetenek olarak adlandırmayı tercih ederiz. oysa neticede her şey gelip şansa dayanır.
hayat bir anlatıdan ibaret değildir. aksini düşünmek, birilerini eğlendirip hoşnut etmeyi amaçlayan romancıların oynadığı bir oyundur.
düzenli bir ortam, düzenli bir zihin yaratır, yani boş bir zihin.
robert musil'e göre niteliksiz adama en kusursuz örnek, matematikçidir. herkes bir şairin ya da askerin nasıl görünmesi gerektiğini hayal edebilir; ama matematikçiyi hayal edemez. kimse onun ne hissettiğini, nasıl davrandığını bilmez. bir nevi hayalettir o, gerçekliğe teğet geçen biri. yemek yer veya opera izler ya da yürür gibi görünürken, aslında kendi zihninin içinde başka, gizli bir şey yapıyordur; tamamen soyut, sesi, rengi, biçimi, dokusu olmayan bir şey.
"anılar kalemlere benzer: uzun zaman dayanırlar ama onları düzenli olarak yontup keskinleştirmek gerekir."
hiçbir şey boş bir kağıdın görüntüsü kadar moral bozucu olamaz.
ilişkilerimiz etrafa dalgalar yayar ve bu hain salınımların sonunda nereye çarpacağını tahmin etmek epey zordur.
fizikte bütün öznelliği bir kenara koyduğunda elinde doğrular ya da yanlışlar kalır.
edebiyat eleştirmeni olmadığıma memnunum. insan bütün hayatını kötü bir evlilik içinde, beş para etmez bir yazara ayılıp bayılarak geçirebilir.
insanlığın sunabileceği en egzotik ve uç deneyimler bile klinisyenlerin gözünde bir sayfadaki çarpı işaretlerine ya da boşluklara dönüşebilir.