haruki murakami
dünyada bilinmemesi daha iyi olan şeyler vardır.
çıkacaksan, en yüksek kuleyi bul ve tepesine tırman. ineceksen, en derin kuyuyu bul ve dibine in.
bir insanın anlayışı ne denli kıtsa, ulaşabileceği iktidar derecesi o denli yüksek oluyor.
insanların çoğu, birkaç istisna dışında, yaşamlarını, varlığın ve dünyanın temelde mantığa uygun ve sağlam olduğuna inanarak geçirirler.
boşuna çaba harcamak kadar insanı tüketen bir şey yoktur.
insanın kendisinin nasıl bir durumda bulunduğunu bilmesi öyle pek kolay değil. kimse kendi yüzünü doğrudan göremez. tek çözüm, aynadaki yansımasına bakmaktır. ve deneyimlerimiz yüzünden, aynanın yansıttığı görüntünün gerçek olduğuna inanırız, hepsi bu.
genç ve derdi başından aşkın insanlar, ihtiyarları çabuk unuturlar.
merakımızı kurcalayan şeylere karşı cesur oluruz ve insan merak ettiği zaman gerekli cesareti de bulur. merak çabucak yok oluverir de cesaret uzun bir yol almak zorundadır. merak, birlikte iyi olunan ama güvenilemeyen bir arkadaşa benzer. seni bir şeyler yapmaya kışkırtabilir de gerektiği zaman savuşup gider. işte o zaman devam etmek için cesaretini toplamak zorunda kalırsın.
insanların başkalarına şarkı söylemelerinin nedeni, onlarda eşduyum uyandırabilme yeteneğine sahip olmak isteğidir. ben'in o daracık kabuğundan kurtulmak ve başkalarıyla acıyı da, sevinci de paylaşmak isterler.