osho
arzular her zaman vaat eder ama hiçbir zaman vermez. arzular her zaman mutluluk, coşku vadeder ama son asla gelmez ve her arzu sadece daha fazla arzu ile sonuçlanır. her arzu kendi yerine daha fazla, daha büyük arzular yaratır ve tabii ki sonunda da daha fazla hayal kırıklığı gelir.
mucize budur: dünyanın hüsran olduğunu, dünyanın ıstırap olduğunu bir kere anladığında artık hüsrana uğramazsın. düş kırıklığı, dünyanın düş kırıklıklarıyla dolu olduğunu görmezsen gelir. umutsuz olduğunu bilsen bile umut ettiğin için ıstırap gelir. bu umut saçmadır. bunu anladığında artık hiç de umutsuz hissetmezsin. o zaman böyle hissetmeye gerek kalmaz.
bekleyiş sadece karamsarlık yaratır. bekleyiş olmadığında ıstırap içinde olmaya gerek de yoktur. bir kere hayatın ıstırap olduğunu anladığında, hiçbir zaman ıstırap içinde olmazsın, onun dışında olursun.
bu dönen tekerleğin -bu dünyanın, bu sözümona hayatın, tekrarlayan bu bozuk döngünün- doğasını bir kez anladığında, sessiz ve mutlu bir insan haline gelirsin.
artık umut etmediğin için umutsuzluk duygusu yoktur. rahatsındır, sakinsindir. ne kadar rahat olursan o kadar sakin olursun. ne kadar anın içinde olursan o kadar durgun, o kadar hareketsizsindir.