david m. buss
geçmişimiz üzerine anlattığımız öyküler, seçerek eklediğimiz, çıkardığımız, kararttığımız ayrıntılarla, kuşkusuz yansız tanımlamalardan daha başka amaçlara yönelirler. anlattığımız öykülerin toplum içindeki konumumuz ve itibarımıza ilişkin kaygılardan etkilenmemesine olanak yoktur. yine de bu öyküler, biz onları çarpıtsak da, değerli olabilir. benim hayatımın bir izleğini, romancı vladimir nabokov, geride kalan gençliğine bakarken çok güzel bir şekilde dile getirmiştir:
"genç bir yazarın, yıllar sonraki yaşlı yazara duyduğu coşkulu aşk, özenişin en övgüye değer biçimidir. bu aşka, daha büyük kütüphanesindeki yaşlı adam karşılık vermez; çünkü protezsiz damağını ve sulanmayan gözlerini hatırladıkça hayıflansa bile, gençliğinin o acemi çırağına karşı hoşgörüsüz bir aldırmazlıktan başka bir şey hissetmez."