jodi picoult
kötü alışkanlıklar altınkamış bitkisi gibidir; bahçenizde çıkmaya başladığı zaman onunla baş edebileceğinizi sanırsınız; ne de olsa birkaç mor saptan oluşuyordur. ama kontrol edilemeyen bir yangın gibi yayılır ve siz ne olduğunu anlamadan etrafındaki her şeyi boğar ve sonunda tek gördüğünüz şey parlak, mor bir halı olur ki geriye nasıl öylesine kontrolden çıktığını düşünmek kalır.
kız arkadaşlar sizin için bir sürü şey yapar. gerçeğe uygunluk ya da doğruluk kontrolü sağlarlar; dişlerinizin arasına ıspanak kaçtığında, kot pantolonla poponuz büyük göründüğünde veya gereksiz dırdır ettiğinizde sizi uyarırlar. bunları size söylerler ve hiçbirinde, mesajın kocanızdan geldiği zamankinin aksine dram ya da kötü niyet yoktur. size doğruyu söylerler; çünkü buna ihtiyacınız vardır ve söylemeleri aranızdaki bağı değiştirmez.
erkek çocuklar homoseksüel doğmaz; onları aşırı sevgiye boğan veya kendi duygusal tatminlerini oğullarına dayandıran anneler ya da aşırı mesafeli babalar tarafından eşcinsel hale getirilirler. bunun sonucunda çocuk, babadan alması gereken erkeklik onayını yanlış yönlenerek başka erkekte arar. aynı şekilde, anneleri kendilerine çok ilgisiz olan küçük kız çocukları da dişiliklerini geliştirmek için ihtiyaç duydukları modele ulaşamayabilirler. ayrıca babaları da genellikle yoktur.
karaoke, windows'un vista sürümü ve saçı dökülen erkekler için yapılan sprey saçla birlikte en yanlış icatlar listesinin başında gelir. normalde sadece banyolarının sınırları içinde, duşun suyu gürül gürül akarken yüksek sesle şarkı söylemeye cüret edebilecek insanların sahneye çıkıp 15 dakikalık kuşkulu bir üne kavuşmasına imkan verir. duyduğunuz gerçekten başarılı her karaoke gösterisine karşılık yirmi tane korkunç performans dinlemişsinizdir.
insanın eski eşiyle konuşması zordur. yabancı dilde gösterilen bir filmde gibi hissedersiniz kendinizi; söylediklerinizin altta akan altyazılarla ilgisi yoktur sanki. birbirimize dokunmamaya özen gösteriyorduk; oysa bir zamanlar yatağımızda ona kayalardaki yosunlar gibi yapışarak uyurdum. birbirimizin tüm sırlarını, her gizli noktasını ve her ölümcül hatasını bilen iki yabancıydık artık.
küçük parmağına yüzük takan birine asla güvenme. bir erkek sadece alyans veya şampiyonluk yüzüğü takmalı; başka her şey işin yürümeyeceğine ilişkin kanıttır. lise yüzüğü hiçbir zaman büyümeyeceğini gösterir, büyük taşlı yüzükler eşcinsel olduğunu ama henüz bunun farkında olmadığını belirtir, küçük parmaktaki yüzük fazla gösterişli olduğuna, sizin nasıl göründüğünüzden çok kendi görünümüyle ilgilenen bir truman capote özentisi olduğuna işaret eder.