29.12.2017

sıcak ülkelerden dönen vahşi sakatlar

tom robbins

acıma, şehvetin en azılı düşmanıdır.

her türlü depresyonun kaynağında kendine acıma vardır. insanlardaki her türlü kendine acıma da kendilerini fazlasıyla ciddiye almaktan kaynaklanır.

bilgisayar ve televizyon eğer onlara ufacık bir şans verirsen yaşamını elinden çekip alırlar.

aşk acısı kalpleri kırmaz, onları sadece olgunlaştırır. hüsrana uğrayan kalp kendini yeniler, ete döner ve acılaşır. keder kalbi genişletir ve kuvvetlendirir. öte yandan ruh kemik gibi kırılabilir ve asla tam olarak kaynamaz.

laf ü güzaf, dünyanın dönmesini sağlıyor.

tarafsız olmak adına ödleklik etmek akademisyenlerin tipik bir özelliğidir.

insanoğlunu sözde daha aşağı olan hayvanlardan ayıran şey nedir? tamı tamına altı tane önemli şey var: içgüdüsel olarak çiftleşen akılsız ateşböcekleri ve rakunlara karşılık olarak "mizah", "hayal gücü" ve "erotizm", sonra "maneviyat", "isyankarlık" ve güzelliği kendi yararı için takdir eden "estetik".

tanrıya yalan söyleyebilirsin ama şeytana asla!

her zaman her yerde var olan sömürüyü ustaca yönetmek isteyen ve üyelerini onun sembollerini, kurumlarını ve tüketim maddelerini ciddiye ve aslında daha ciddiye almalarında ısrar ederek kontrol etmeye -ve kazıklamaya- çabalayan bir toplumda hayatını kurtarmak isteyen biri için "mizahi bir hassasiyet" kesinlikle elzemdir.

fiziksel yakınlık gerçekten önemli olan şeyleri serbest bırakmak için bir araçtır: sözcükleri.

kadınlar sıcak iklimlerden dönen vahşi sakatları severler.