2.06.2020

sözcükler

hakan günday

gerçekten de konuşularak yapılmayacak iş yoktu. ihtilaller çıkartılabilir, birileri aşık oldurulabilir ve hatta intihar ettirilebilirdi. konuşarak her şey yapılırdı. ve bana çok komik geliyordu. birisinin ağzından çıkan, üç yüz kilometre uzakta doğmuş başka birine hiçbir anlam ifade etmeyen kelimeler dünyayı yönetiyordu. bir sürü harf, ses, cümle, tiyatro, şarkı sözü.. kendinizi öldürtmeniz için bir grup manyağın arasına dalıp hepsinin annesine oral seks yaptırdıktan sonra kırbaçlamak istediğinizi söylemeniz yeterli olurdu. ve ağzınızdan kopan sözleri yanlışlıkla söylemiş de olabilirdiniz. diliniz sürçmüş olabilirdi, o insanların lisanlarına hakim olamadığınız için cümleyi yanlış kurmuş da olabilirdiniz. ama yok! karşınızda, ağzınızdan çıkan her ses bir anlam vermek için yanıp tutuşan bir gerizekalı sürüsü varken böyle bir ihtimal olamaz onlar için. kelimelerle ne kadar çok yapılacak şey var! biraz uğraşmak yeter dünyanın bir yarısını diğer yarısına satmak için.ve çok aşağılık bir durum. iletişim diye bir şey yok. fazla iyimser bir kavram. hayatı renklendirmek için. kim bilebilir kimin bir lafı inanarak söylediğini? ya deliyse konuşan? ya ne dediğini bilmiyorsa? ya bir yalancıysa?

hissedilerek söylenenler yalnız gelmezler. önlerinde ve arkalarında bir sürü anlamsız cümle olur. önemli olan hepsini elekten geçirip doğru olanları bulmaktır. geriye sadece hareketler kalır. davranışlar. harcanan kelimeler dışında kalan her şeydir, insanlık denilen yaratıklar tarihi. söylenmeyen her şeydir. akıllarda uçuşan bütün kavramlardır. dile getirilemeyen nefretten büyüğü yoktur. dile getirilemeyen aşk gibisi yoktur. bu dünyada en gerçek ilişkileri akdeniz erkekleri, dillerinden zerre kadar anlamadıkları kuzey kadınlarıyla yaşar. tek bir kelime yoktur arada. tek bir uluslararası yazısız anlaşmalardan akan işaretleşme yoktur. tek diyalog bedenler arası kurulandır. sertleşmiş göğüs uçları ve benzer belirtiler yalan söylenmesini engeller. konuşarak bir yere varılamaz.