zygmunt bauman
"eğer bir lamba ya da ev sanat yapıtı olabiliyorsa insan yaşamı neden olmasın?" (michel foucault)
belirsizlik, ahlaklı insanın asıl zemini ve ahlakın filizlenip serpilebileceği tek topraktır.
lawrence grossberg: bir şeye yeterince özen göstermenin, önemseyecek kadar inanmanın mümkün olduğu ve böylece de kişinin bu şeye bağlanıp bütün benliğini hasredeceği yerleri tespit etmek gitgide zorlaşıyor.
eldeki bir şeyin nicelik olarak artışı hiçbir şekilde başka bir nitelikteki ve değerdeki şeyin yokluğunu tam anlamıyla telafi etmez.
seneca: yaygın kabul gören şeyin en iyi olduğunu düşünerek söylentiye boyun eğmemiz ve birçoğumuzun izinden gidebileceği pek çok iyi şey bulunmasından ötürü akıldan ziyade öykünme ilkesiyle yaşamamız kadar başımıza bela getiren başka bir şey yoktur.
umutları çökeldikleri gerçeklikler içerisinde fark etmek çoğu zaman zordur.
insanlık durumu olarak bilinen muğlak, çelişki dolu çıkmaza basit, dolaysız, tek hamleli çözümler bulmak mümkün değildir.
akışkan modern dünyada hiçbir değerli etkinlik değerini çok uzun süre koruyamaz.
hepimiz kendi yaşamlarımızın sanatçılarıyız. sanatçı olmak, aksi halde biçimsiz ve şekilsiz olacak şeye biçim ve şekil vermek demektir. ihtimalleri manipüle etmek demektir. aksi halde "kaos" olacak şeye bir "düzen" dayatmak demektir: belirli olayları diğerlerinden daha olası hale getirerek, aksi halde kaotik -gelişigüzel, rastgele ve dolayısıyla önceden kestirilemez- olacak bir grup şeyi "organize etmek" demektir.
marcus aurelius'un nasihati, gündelik koşuşturmacadan, aşağılık her şeyden uzak durmaktır; çünkü bunlar geçici, ucuz ve adidir: "dünyevi şeyleri çok yüksek bir noktadan aşağı bakıyormuşçasına görün."