pascal
akıl pek çok perspektiften ve ilkeden hareketle yavaş hareket eder; bu ilke ve perspektiflerin daima onun huzurunda bulunması gerekir; fakat akıl bu ilkeleri daima aklında tutamadığından sürekli dalgınlığa düşer veya yolunu şaşırır. hisler ise böyle işlemez; derhal faaliyete geçer ve harekete hep hazırdır. dolayısıyla inancımız hissiyatımızda yer etmelidir; aksi halde daima sallantıda olacaktır.
dindarlık bağnazlıktan farklıdır. dindarlığı bağnazlığa vardırmak onu tahrip etmektir.
herkes kendine göre bir tanrı yaratıyor.
sıradan insanların, düşünmek istemedikleri şeyleri düşünmemek gibi bir kabiliyetleri vardır.
at için koşmak neyse inkâr, iman ve şüphe etmek de insan için odur.
bazıları tanrı'yı kaybetmekten, bazıları ise bulmaktan korkar.
akıl inanca götürmez.
aklın varacağı son nokta, kendisini aşan sonsuz şey olduğunu kabul etmesidir.
kalbin, aklın bilmediği gerekçeleri vardır.