richard dawkins
etrafımızda gördüğümüz ve açıklamak istediğimiz şeyler -kayalar, galaksiler, okyanus dalgaları- hepsi de, şöyle ya da böyle, kararlı atom desenleridir.
edinilmiş özellikler kalıtsal değildir. yaşamınız boyunca ne kadar bilgi ve akıl edinirseniz edinin, bir damlası bile çocuklarınıza genetik yollarla geçmez.
her yeni kuşak sıfırdan başlar. bir beden, genlerin kendilerini değiştirmeden saklama aracıdır.
eşeyli üreme, eşleme değildir. bir topluluğun başka topluluklarla karışması gibi bir birey de cinsel eşi ile kaynaşarak döllerini yapar. çocuklarınız sizin yarınızdır; torunlarınız ise dörtte biriniz. birkaç kuşak sonrası için umabileceğiniz en iyi şey, birkaç tanesi sizin soyadınızı taşıyan ama hepsi de sizden minik bir parça -birkaç gen- içeren çok sayıda döl olacaktır.
genlerse jeolojik zamanın yerleşik sakinleridir. genler ölümsüzdür. gen, bencilliğin temel birimidir.
doğada koruyucu devlet yoktur. aşırılığa kaçan her gen anında cezalandırılır. bu geni taşıyan çocuklar açlıktan ölür.
darwinci kuramın çağdaş çeşitlemelerinin şaşırtıcı sonuçlarından biri, hayatta kalma olasılığı üzerindeki küçücük, ancak can alıcı etkilerin evrimde geniş değişimlere neden olabilmeleridir. bunun nedeni, böylesi etkilerin kendilerini hissettirmek için çok uzun zamana sahip olmalarıdır.
w.f. bodmer'in kısaca belirttiği gibi, eşey, "farklı bireylerde tek tek ortaya çıkan mutasyonların tek bir bireyde birikmesini kolaylaştırır."
memelilerde bebeği bedeninde taşıyan annedir. bebek doğduğunda emmesi için süt yapan annedir. bebeğin büyütülmesi ve korunmasında yükün çoğu annenin sırtındadır. dişi eşey sömürülmektedir ve bu sömürünün evrimsel başlangıç çizgisi, yumurtaların spermlerden daha büyük olmasıdır.
eğer yüzlerce milyon sene boyunca her hafta toto kuponu doldurursanız, birçok kez büyük ödül kazanabilirsiniz.
jacques monod: evrim kuramının bir başka garip yönü de herkesin onu anladığını zannetmesidir.
peter medawar'ın ileri sürdüğü bir başka kuram da, evrimi gen seçilimi açısından düşünmek için iyi bir örnek oluşturuyor. medawar, öncelikle geleneksel tartışmaları bir kenara atıyor: "yaşlı bireyler türün diğer bireyleri için özverili bir davranışta bulunarak ölürler; çünkü üreyemeyecek denli bitkin düştüklerinde dünyayı amaçsız bir kalabalık haline getirirler."
insansı duyguları bir amipten daha fazla olmayan bir insan dölütü, yetişkin bir şempanzeye gösterilenden çok daha ileri bir saygı ve koruma altındadır. yine de, şempanzenin duyguları vardır, düşünür ve -son deneysel kanıtlara göre- bir çeşit insan dilini öğrenebilir. dölüt ise kendi türümüze aittir ve bu nedenle anında özel hak ve ayrıcalıklarla donatılır.
doğum kontrolü uygulanmasının nedeni grubun kaynaklarının aşırı kullanımından kaçınmak değildir. her birey, sahip olabileceği, hayatta kalabilecek çocuk sayısını en üst düzeye çıkartmak için doğum kontrolü uygular. bu genelde doğum kontrolü ile ilişkilendirdiğimiz amacın tam tersi bir amaçtır.
anlaşmalardaki sorun -hatta uzun dönemde herkesin avantajına olanlarda bile- kötüye kullanıma açık olmalarıdır.
dini kurallara uyulması konusunda en etkili olan doktrin, cehennem ateşi korkutmacasıdır. çoğu çocuk ve hatta bazı yetişkinler, ruhani kurallara uymazlarsa ölümden sonra korkunç azaplar içinde yanacaklarına inanırlar. bu, orta çağ boyunca ve hatta günümüzde bile büyük psikolojik acılara neden olmuş, alışılmışın ötesinde sevimsiz bir ikna tekniği. ancak çok da etkili.
gen makineleri olarak yapılmış ve mem (kültürel gen) makineleri ile yetiştirilmiş olsak da bizim yaratıcılarımıza karşı çıkacak gücümüz var. biz, dünya üzerinde yalnızca biz, bencil eşleyicilerin tiranlığına karşı isyan edebiliriz.