samipaşazade sezai
ben hisetmediğim şeyi yazamam, daha doğrusu yazmak istemem. halbuki en büyük eserler histen ziyade fikirle yazılır, hissin galip geldiği eserler kadınlaşır.
mesela endülüs'teki arapların mimari sanatlarında his o kadar galip gelmiştir ki taştan duvarlarında kalpleri görülür, saray nakışlarındaki renklerin boyası hayallerinin gözyaşı ve tebessümlerindendir. bu kadar incelik kazanmış bir büyük medeniyetin ve yalnız yüksek ruhların görebileceği, insanın aklını başından alan bir şiir rüyasına dalmış arapların, benim büyük sadi'min "bütün insanlar ademoğludur; ama kurtlar gibi birbirlerinin kanını dökerler." dediği insanların arasında, bilhassa o zamanki haşin ispanyolların içinde varlıklarını sürdüremeyerek endülüs'ü terk etmeye mecbur edileceklerini, kendi büyük sanatları, dilinden anlayanlara söyler.
dünyanın en büyük ve en cani milleti olan romalıların güzel sanatlarında hissin hissesi yok gibidir. gök kubbeyi aşında tutacak gibi görünen mermer direkleri birer fikir, birer düşüncedir. mermer direkleri, mermer merdivenleriyle gün batımında al bir renge bürünen mağrur sarayları ebediyete karşı birer zafer takı gibi durur. namık kemal'in, süleyman nazif'in eserleri gibi..