andre malraux
insanların nicesi saçma sapan şeylerle ömür tüketiyor.
devrimin en büyük gücü umuttur.
kafası işleyen için bir tragedyadır devrim. ama hayatın kendisi de o kadar acıklıdır böyle bir adamın gözünde. eğer kişisel tragedyasını ortadan kaldırmak için devrime güveniyorsa kafası tersinden işliyor demektir, işte o kadar.
fikirler düşünmek için değil, yaşanmak içindir.
gerçekten başka adalet yok. sophokles, gerçek akıldan da güçlüdür demişti. nasıl ki hayat zevkten de, acıdan da güçlüdür; o halde benim parolam akıl ve zevk değil, gerçek ve hayat. kahırlı da olsa gerçek içinde yaşamayı, zevk içinde akıl kullanmaya ya da akıl içinde mutlu olmaya yeğlerim ben.
genel olarak bir şefin kişisel cesurluğu, şeflik bilincinin zayıflığı oranında yüksektir.
dostluk, dostunuz haklıyken değil, haksızken onunla birlik olabilmektir.
hoşa gitmeye çalışmaksızın sevilmiş olmak insanın erişebileceği en yüce mertebelerden birisidir.
hangi devrim olursa olsun, bilirsiniz ki başlangıçta hepsi az buçuk tiyatroya benzer.
t.e. lawrence: gündüzleri rüya gören adamlar tehlikelidir; çünkü rüyalarını gerçekleştirmeye kalkışmaya eğilimleri vardır.
dünyada hiçbir şey insanları yapacakları şey üzerinde düşündürmekten daha zor değildir.
güç olan, dedi, insanın haklı oldukları zaman değil, haksız oldukları zaman dostlarıyla birlik olmasıdır.
güzelliğe oranla çok daha su götürür bilgelik, bir sanat olarak arı değildir çünkü.
hangi yazar söylemiş bilmiyorum şu sözü: "eski bir mezarlık gibi ölülerle doluyum, tıklım tıklım."