philip k. dick
aşk, sekse verilen bir başka addır.
üzüntü gibi bir hisse kapıldığında başka bir numara çevirerek ondan kaçamazsın. yaşamın her anını kapsayan bu tür bir üzüntü, keder kendi kendini yeniler.
her yaşam birdir. shakespeare'in eskiden dediği gibi, "hiçbir insan bir ada gibi yalnız değildir."
bu tür insanların dış dünyada yaşamaları imkânsız. şizoid kişilikler fark edilmeden ortalıkta dolaşamazlar.
insana benzeyen bir robotun herhangi bir makineden farkı yoktur.
bir empati kutusu sahip olunabilecek en özel nesnedir. bu bedeninin bir çeşit uzantısıdır. diğer insanlara dokunmanın, kendini yalnız hissetmemenin tek yoludur. herkes bilir bunu.
sürüngenler ve böcekler haricinde tüm hayvanlar yaşamak için ilgiye ve sıcaklığa ihtiyaç duyarlar.
mars yalnızlıklar beldesidir. buradan daha da beter bir yalnızlık.
keçinin en önemli avantajı, onu çalmak isteyecek kişiyi boynuzlamasının ona öğretilebilmesidir. keçi sadık bir hayvandır ve hiçbir kafesin zincirleyemeyeceği özgür, doğal bir ruhu vardır. ayrıca sizin farkında olmadığınız ek bir özelliği de vardır. çoğunlukla bir hayvanı satın alıp eve götürürsünüz ve sabah uyandığınızda herhangi bir radyoaktif nesneyi yiyip ölmüştür. oysa bir keçi için radyoaktif yemekler tehlike yaratmaz; çünkü keçi seçtiği her şeyi yiyebilir. hatta bir ineği, atı ve özellikle kediyi öldürebilecek nesneleri bile.
hayvanlar, hatta yılan balıkları, sincaplar, yılanlar ve örümcekler bile kutsaldır.
biz kahrolasıca üstün zekâmıza fazla güveniyoruz ve sonunda bizi mahveden de bu oluyor.
nereye gidersen git, yanlış yapmaya devam edeceksin. yaşamın temel şartı bu. kendi kimliğini çiğnemek zorunda kalmak. zamanı geldiğinde yaşayan her canlı bunu yapmak zorunda. bu en büyük gölgedir. yaradılışın bozguna uğratılmasıdır. bu evrendeki tüm canlı yaşamın kanını emen lanettir.
bazen yanlış bir şey yapmak doğrusunu yapmaktan daha iyi oluyor.