jiddu krishnamurti
anne babamıza, eşimize, oğullarımıza, kızlarımıza ve mallarımıza sımsıkı sarılıyoruz. korkunun dışadönük biçimi budur.
bir şeyi istediğiniz sürece korkuya mahkum olursunuz ve korku zihninizi köreltir, dolayısıyla özgür olamazsınız.
korku çürümenin kaynağı, bozulmanın başlangıcıdır ve korkudan kurtulmak bütün sınavlardan ve bütün diplomalardan çok daha önemlidir.
ancak korkudan arınıldığında anlayışın içsel niteliği, içinde hiçbir bilgi veya deneyim birikimi barındırmayan yalnızlık varlık kazanır.
insan büyüdüğünde ve yalnız başına yürüyüşe çıkabildiğinde birçok güzelliği keşfediyor, kendi düşünme tarzını keşfediyor ve çevresinde olup biten her şeyi gözlemlemeye başlıyor: dilenciyi, aptal adamı, zeki adamı, zengini ve yoksulu. kuşların, ağaçların, yaprakta yansıyan ışığın farkına varıyor. yalnız başınıza dışarı çıkarsanız bunları görebilirsiniz.
yalnız kaldığınızda çok geçmeden korktuğunuzu fark edersiniz. ve işte korktuğumuz için din adını verdiğimiz şeyi icat ettik. tanrı ve ona nasıl yaklaşmanız gerektiği hakkında ciltlerce kitap yazıldı; ama hepsinin temeli korkudur. insan korktuğu sürece gerçeği bulamaz.
yalnızlık zihnin kendini bir aynada berrak görebilmesini sağlar. yalnızlık zihni benmerkezci etkinliğin ürünü olan bütün karmaşaları, korkuları ve yılgınlıklarıyla doymak bilmez hırstan arındırır. yalnızlık zihne zaman açısından ölçülemeyen bir dinginlik ve tutarlılık kazandırır. bu berraklık zihnin karakteridir. karaktersizlik ise kendiyle çelişme halidir. duyarlı olmak sevmektir.