![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDsoxZZjRzrHtIRrFdp49FJOTg6P9tZtus44-hGjMUHBg15NwxpIBPyaKZuSCPf3YsjXHrN8k8-7CnGQgZKfgZdC-aaaapLhV-dsO8mRSLwadX5alIMvpEunGYs-T9KLsev5xFlihxoyEQ/s320/Giovanni+Antonio+Burrini2.jpg)
evliyalığa ermek isteyenler bile dağ başlarına çekiliyorlar; dergahları, tapınakları şehirlerden uzaklarda bina ediyorlar. ermeye kendilerinde istidat görenler bile kalabalığın fena tesirlerinden korkuyorlar. çünkü riyazetle, nefsini sefahat ve günahlardan temizleyerek hakkı kendinde bulmaya uğraşmakla erilir. riyazet midede, şehvette, dilde olur. mideni güç veren gıdalarla doldurursan damarların kuvvetle şişer, seni günaha sokar. her gördüğün kadına azgın bakışlarla bakarsın. fenalık fenalığı takip eder.