17.03.2009

aşk ve evlilik

jonathan swift

cennette neler yapıldığını bilmiyoruz; ama ne yapılmadığını açıkça söylüyorlar: evlenilmiyor, evliliğe teslim olunmuyor.

venüs, o iyi huylu güzel kadın, aşk tanrıçasıydı; şirret bir cadaloz olan juno ise evlilik tanrıçası. bu ikisi başından beri birbirlerinin can düşmanı olmuşlardır.

asla fazla olmamakla birlikte birazcık akıl, kadında değer verilen bir özelliktir, tıpkı papağanların ezberledikleri birkaç sözü tekrarlamasından hoşlanmamız gibi.

bir şeyi arzuladığımızda ya da onun peşinden koştuğumuzda, zihinlerimiz o şeyin yalnızca iyi yönleri ya da özellikleri üzerine odaklanır; onu elde ettiğimizdeyse yalnızca kötü yönleri ya da özelliklerine.

insan bugünkü hanımların lütufkârlıklarına baktığında, ksenophanes'in sözünü ettiği kısraklara saygı duymazlık edebilir mi? yeleleri yerindeyken, başka deyişle, güzelliklerini hâlâ korurken bu kısraklar eşeklerin kurlarına asla yüz vermezlermiş.

pek çok erkeğin ve çoğu kadının akıcı konuşmasının ardında konu dağarcıkları ile sözcük dağarcıklarının kısıtlı olması yatar; çünkü dilde yetkin olan ve zihni fikirlerle dolu olan biri, konuşurken, her iki alanda da seçim yaparken tereddütler yaşayacaktır. öte yandan sıradan konuşmacıların yalnızca tek bir fikirler paketi ve bunları iletebileceği tek bir sözcükler dizisi vardır; bu dizi de her zaman dudaklarından dökülmeye hazır bekler.

erkeklerin çoğunda dalkavukluktan hoşlanmanın gerekçesi, kendilerine güvenlerinin az oluşudur; kadınların gerekçesi ise bunun tam tersidir.