robert musil
kentler de insanlar gibi yürüyüşlerinden tanınırlar.
ciddi bir vatansever, vatanını asla en iyi vatan saymak hakkına sahip değildir.
para için değil ama sevildiği için yapılan her meslekte bir an gelir, tırmanan yıllar sanki bir hiçliğe uzanıyormuş gibi gözükür.
modern insan klinikte doğuyor ve klinikte ölüyor. o halde aynı zamanda bir klinikte yaşamalı.
insanın, bütünün düzeni için çaba harcayacak yerde, kendi yararı için kötüden kaçınması ve iyi olanı yapması, bir anlamda vicdan bağlamında ve asıl sorun pahasına vakitsiz girişilmiş bir hesaplaşmadır, bir tür kısa devredir, bireysel alana kaçıştır.
ne yazık ki, alışılmadık sayıda insan günümüzde yine alışılmadık sayıda insana düşmanlık duymaktadır.
yarışmadan birkaç gün önce antrenmanların kesilmesi gerektiğini her sporcu bilir. bunun tek nedeni, kasların ve sinirlerin, aralarına irade, amaç ve bilinci almaksızın ve hiçbirinin söz sahibi olmasına izin verilmeksizin, kendi aralarında son kararları vermelerini sağlamaktır.
aşk da insanları aklın kollarından alıp gerçek anlamda dipsiz bir boşluğa itmesi nedeniyle, dini ve tehlikeli yaşantılar arasında yer alır.
her şeyi soğukkanlılıkla hesaplayabilen insanlar bile, hayatlarında, kendilerine yarar sağlayan insanları ve koşulları gerçekten derinliğine duyumsayabilenlerin yarısı kadar bile başarı kazanamazlar.
sporun, çok dikkatle paylaştırılmış, genel bir nefretin yarışmalara yöneltilen tortusu olduğu söylenebilir.
hiçbir şey, insanın belli bir kişisel hedefe varmakta direnme gibi bir misyonunun bulunduğuna inanma cüretini göstermesi kadar ortak gücün boşuna harcanmasına yol açmaz.
insanın, yüce saydığı her konuda kendi makineleriyle bağdaşmayacak ölçüde eski kafalı davrandığının bilincine varması, küçümsenebilecek bir talih değildir.