devrim hiçbir zaman umutsuzluk temeli üzerine kurulmamıştır ve de kurulamaz.
ideolojiler ve kavramlar çekiciliklerini büyük ölçüde yitirdiler. sağ ve sol gibi, komünizm, kapitalizm gibi geleneksel kalıplar anlamlarını yitirdiler. insanlar kendilerine yeni bir yön, yeni bir felsefe, fiziksel ve tinsel açıdan ölümün önemini değil de yaşamın önemini konu alan yeni bir felsefe arayışı içindeler.
hareketsiz durduğumuz an kokuşmaya başlarız.
alfred north whitehead: mantığın işlevi, yaşama sanatını geliştirmektir.
geçmiş tarih boyunca sanatçılar saray dalkavuğu olagelmiştir. hakikati kendine özgü ama toplumsal açıdan kısıtlı sanatsal biçimde sundukları için doğruyu söylemelerine izin verilmiştir.
hırs, insanları belli bir amaca ulaşmaya dürten arzuların ortak özelliğidir. hırstan yoksun bir duyguda insan dürtülmez; edilgin değil, özgür ve etkindir.
siyasal özgürlük, tam anlamıyla insan olma durumunun gelişmesine katkıda bulunduğu ölçüde insan özgürlüğünün bir koşuludur.
karşılanmamış maddesel gereksinimlerin bulunmaması halinde insanla insan arasındaki sorunların, çatışkıların ve trajedilerin bulunmayacağı varsayımı, çocukça bir düştür.
eğitimle seçmenlerin siyasal görüşü arasında çarpıcı bir ilişki vardır. en az bilgilendirilmiş seçmenler daha çok akıl dışı, fanatik çözümlere kaymakta, eğitimli olanlarsa daha gerçekçi ve akılcı çözümlere eğilim göstermektedirler.
insanoğlunun tarihi boyunca yarattığı bütün duygular arasında, yalnızca insan olmanın katışıksız niteliğini yansıtma açısından sevecenliği aşan hiçbir duygu yoktur.
akılcı sevgi, kişi ile bir başka kişi arasında çok yakın ilişki oluşturan, aynı zamanda da onun bağımsızlığını ve bütünlüğünü korumasına engel olmayan sevgidir.
şimdiki anlamıyla mutluluk, insan varoluşunun doluluğuna eşlik eden bir koşulu değil de yüzeysel bir doymuşluk halini ifade etmektedir. mutluluğun, sevincin yabancılaşmış biçimi olduğu söylenebilir.
aristoteles: olası olmayanın gerçekleşmesi, olasılığın sınırları içindedir.
eğer fikir insanlara seslenebilirse en güçlü silahlardan biri haline gelir. çünkü onlarda heves, adanmışlık yaratır. insan enerjisini artırır ve yönlendirir. önemli olan fikrin bulanık ve genel değil, özgül, aydınlatıcı ve insanın gereksinmelerine uygun olmasıdır.