marguerite duras
ahlaki değerlere hiçbir zaman aldırmadım.
hayat beni fazla ilgilendirmiyor. hiçbir zaman gerçek anlamda ilgilenmedim hayatla.
gözlerimin arzu ettiği her şeye sahip oldum, yüreğime hiçbir şeyi yasaklamadım, hiçbir aşkı, hiçbir zevki. ve işte: her şeyin boş olduğunu anladım. hiçbir şeyin hiçbir anlamı yok. rüzgârın peşinden koşuyoruz.
çok üzülüyorum. onlara bir şeyler verebilecek duruma geldiğimizde çok yaşlı oluyor ana baba. hiçbir şey umurlarında olmuyor. hep gecikmiş ilişkiler. hep söylemek isterdim anne, aramızdaki farkı kapatmak için mahsus çok çabuk büyüdüm, hiçbir işe yaramadı.
tanrı'nın olmaması mümkünse, o zaman olması da mümkündür. yoksa eğer nasıl var olabilir? dünyanın her yerinde olduğu gibi, senin için de benim için de olduğu gibi. daha çok ya da daha az sorunu değildir bu; veya vardır ya da yoktur sorunu değildir, ne olduğu bilinmeyen bir sorun. insanlığın tek düşüncesi bu düşünce yoksunluğu, tanrı.