11.11.2016

intihar

charles bukowski

intihara meyilliydim, zaman zaman ağır bunalımlara giriyordum, kalabalığa ve özellikle de sıraya girip beklemeye tahammülüm yoktu. ve hayatlarını sıraya girip bekleyerek geçiren bir toplum olmaya doğru gidiyorduk. hava gazı ile intihar etmeyi denemiş, başarısız olmuştum.

ama başka bir sorunum vardı. sabahları yataktan çıkamıyordum. nefret ediyordum yataktan çıkmaktan. herkese, "insanlığın en büyük iki icadı yatak ve atom bombasıdır." diyordum. deli olduğumu düşünüyorlardı. çocuk oyunları.. ömürlerini çocuk oyunları oynayarak geçiriyordu insanlar. hayatın dehşetinden etkilenmeden rahimden mezara gidiyorlardı.

evet, nefret ediyordum sabahları yataktan çıkmaktan. hayata yeniden başlamak demekti. bütün geceyi yatakta geçirince insan kolay kolay vazgeçemeyeceği bir mahremiyet geliştiriyordu yatağı ile. ben hep yalnız biri olmuşumdur. bağışlayın, kafadan biraz kontağım galiba; ama arada sırada ayaküstü yapılan bir düzüşmeyi saymazsak dünyadaki bütün insanlar yok olsa umrumda olmaz. evet, hoş değil, biliyorum. ama bir sümüklü böcek kadar hoşnut olurdum. beni mutsuz eden insanlardı sonuç olarak.

çoğu insan ölüme hazır değildir, ne kendi ölümlerine ne de başkalarının. şoka girerler, ödleri patlar, beklenmedik bir sürprizdir ölüm onlar için. olmamalı oysa. ben ölümü sol cebimde taşırım.

korkunç olan ölüm değil, yaşanan ya da yaşanamayan hayatlardır. insanlar hayatlarına saygı duymuyorlar, işiyorlar üstüne, sıçıyorlar. geri zekalılar. tek düşündükleri düzüşmek, sinema, para ve düzüşmek. hiç düşünmeden yutuverirler tanrı'yı, hiç düşünmeden yutuverirler vatan'ı.

çok geçmeden düşünme yeteneklerini yitirir, başkalarının onlar için düşünmelerine izin verirler. pamuk beyinliler. görünümleri çirkin, konuşma biçimleri çirkin, yürüyüşleri çirkin. yüzyılların olağanüstü bestelerini çalın onlara, duymazlar. çoğu insanın ölümü bir aldatmacadır. ölecek bir şey kalmamıştır geriye.

ölümün tahammül edemediği bir şey varsa yüzüne gülünmesidir.

gitmesini bilmek lazım. depomuzdaki yakıttır ölüm. devam edebilmek için ihtiyacımız var. hepimize lazım. bana lazım. size lazım. zamanı geldiğinde gitmezsek çevreyi kirletiriz.

kanımca en tuhaf olan, ölmüş birinin ayakkabılarına bakmaktır. daha hüzün verici bir şey tasavvur edemiyorum. kişilikleri ayakkabılarında kalmıştır sanki. giysilerde, hayır. ayakkabılar. ya da şapka. ya da eldiven. yeni ölmüş birinin yatağına ayakkabılarını, şapkasını ve eldivenlerini koyup bir süre bakın, delirirsiniz. yapmayın.