ahmet mithat efendi
meğer bir zaman edirne şehrinde bir helva sohbeti düzenlenmiş. dama oyununa gayet meraklı ve bu oyunda maharetli iki adam iddiaya girmişler. hangisi mağlup olursa galip olan tarafın isteyeceği her şeyi mağlubun yapmaya mecbur olmasına yeminlerle, şartlarla karar verilmiş. oyuna başlamışlar. tabi taraflardan biri mağlup olmuş. galip gelen, "kızını çağır da ziller takarak arkadaşların karşısında oynasın." demesin mi? arkadaşları bu teklifin imkansız olduğunu beyan ederek kabul edilemeyeceğini söylemişlerse de galip gelen, talebinde ısrar edince mağlup olan da sözünün eri dürüst bir adam olduğundan zavallı kızcağızını başı örtülü, sırtı feraceli olduğu halde evinden getirip ziller taktırarak oynatmış. birkaç gece sonra diğer bir sohbette bu iki damacı yine aynı şartla oyuna oturmuşlar. tesadüf şeytanı bu ya! evvelki galip gelen bu defa mağlup olmuş. kızının düşürüldüğü rezaletin intikamına teşne olan eski mağlup ve şimdiki galip, "öyleyse ben de seni asacağım!" demiş ve kimse de itiraz edemediğinden hasmını bahçedeki dut ağacına asıvermiş.