comte de volney
hükümdar olsun, vezir olsun, ey halkın canı ve malıyla oynayan haydutlar! insana can veren siz misiniz ki ondan bu canı alıyorsunuz? toprak ürünlerini siz mi yetiştiriyorsunuz da saçıp savuruyorsunuz? tarla sürerek yoruluyor musunuz? ekin biçip, harman dövüp, güneşin sıcağına, susuzluğun acısına katlandığınız var mı? gecenin çiği altında çoban gibi bekliyor musunuz? tüccar gibi çöller mi aşıyorsunuz? ah! güçlülerin acımasızlığını, gururunu gördüğüm zaman iğrendim de, kızarak, "yeryüzünde halkların öcünü alacak, kıyıcıları cezalandıracak insanların çıkacağı yok." dedim.
bir avuç haydut yığınları ellerinde tutuyor. yığınlar da kendilerini yutulmaya bırakıyor. ey düşkün halklar, haklarınızı bilin! her yetki sizden geliyor, her güç sizin gücünüzdür. krallar tanrı'yla, mızraklarıyla size boşuna egemenler! askerler! yerinizden kımıldamayın! tanrı sultanı kayırdığına göre sizin yardımınız yararsızdır. kendi kılıcı ona yettiğine göre sizinkine gereksinmesi yok. bakalım yalnız başına ne yapabilir? askerler silahlarını indirdi. işte dünyanın efendileri de uyruklarının en küçüğü kadar zayıf.
ara sıra paşalar birbirleriyle savaşa girişirler. kişisel sürtüşmeleri yüzünden aynı devletin illeri yanıp yıkılır. ara sıra efendilerinden korkarak bağımsızlık edinmeye kalkarlar. başkaldırılarının cezasını da uyruklarına çektirirler. ara sıra uyruklarından korkarak yabancıları parayla yardıma çağırırlar. bunların kendilerine bağlı kalması için de her türlü yağmacılığa izin verirler. bir yerde zengin bir adama dava açarlar. onu uydurma bir nedenle soyarlar. başka bir yerde yalancı tanıkları pusuda bekletirler. uydurma bir suç için zorla haraç alırlar. her yerde mezhepler arasına kin sokarlar, aşağılansınlar diye onları birbirine karşı kullanırlar. malları zorla alırlar, insanları yok ederler. paşaların önlemsiz açgözlülüğü bir ülkenin bütün servetini bir araya toplayınca da hükümet, iğrenç bir hainlikle, ezilen halkın sözde öcünü alıyorum diye, suçlunun mallarıyla birlikte halkınkini de kendisine çeker. ortaklık ettiği bir suç için boş yere kan akıtır.
halklar! şunu bilin ki sizi yönetenler sizin önderlerinizdir, efendileriniz değil. sizin memurlarınızdır, sahipleriniz değil. sizin üzerinizde kullandıkları yetkiyi sizin yararınız için yine sizden alırlar. servetleriniz sizindir. onlar bu servetlerin sizin için çalışan saymanlarıdır.
kral olsun, uyruklar olsun, tanrı bütün insanları eşit yaratmıştır. hiçbir ölümlünün de türdeşini ezmeye hakkı yoktur.
ama bu ulus ve önderleri, bu kutlu gerçekleri anlayamadılar. öyleyse düşüncesizliklerinin sonuçlarına da katlanırlar.
karar verilmiştir; bu koca devletin parçalanıp bütün gövdesiyle birlikte yıkılacağı gün yaklaşıyor. evet, ortadan kalkmış bunca imparatorluğun yıkıntıları üstüne ant içerim ki, hilalin imparatorluğu, yönetimlerine öykündüğü devletlerin uğradığı sona uğrayacaktır. yabancı bir halk, sultanları başkentlerinden kovacak; orhan'ın tahtı devrilecek; soyunun son türedisi parçalanacak; başsız kalacak oğuzlar da nogaylar gibi dağılacaklar. bu çözülmede, imparatorluğun içindeki halklar, kendilerini birleştiren boyunduruktan kurtularak eski ayrıcalıklarını elde edecekler. arap'ın ve yunan'ın içinden yasa koyucular yetişip yeni devletler ortaya çıkarıncaya değin de, safevilerin imparatorluğunda olduğu gibi, genel bir kargaşa çıkacak.