vincent van gogh
ancak içinde inanç taşıyan biri çok uzun süre dayanabilir.
ne zaman tanımlanamayacak, anlatılamayacak kötü bir perişanlık imgesiyle karşılaşsak -yapayalnızlık, yoksulluk, elem, her şeyin sonu ya da en aşırı ucu vb.- kafamızda tanrı düşüncesi uyanıyor. hiç değilse bende böyle oluyor bu. babam da her zaman "konuşma yapmayı en çok sevdiğim yer kilise mezarlıklarıdır; çünkü orada herkes eşittir; yalnızca bu da değil, orada herkes durumunu kavrıyor." demez mi?
yapılması gereken şu: içindeki o ateşi körüklemeli kişi, kendi kendine yeterli olmalı, büyük bir sabırsızlıkla; ama yine de sabırla birinin gelip o ateşin yanına oturacağı -belki de hep orada kalmak üzere- saati beklemeli. tanrı'ya inanan kişi, önünde sonunda, er geç gelecek olan o saati beklemeyi bilmeli.