hüseyin rahmi gürpınar
her şey mutlak surette aleni olsa, ahlakın bünyesinde fesat mikropları barınamaz. en ağır fiilleri onları gizli tutabilmek kanaatine bağlanarak ve böyle bir saklayışa güvenerek işleriz.
yaradılıştan gelen zaaflarımızın sevkiyle hepimiz kendimizi aklamaya, her kim olursa olsun karşımızdakini suçlamaya çabalarız. hakikati dosdoğru ve apaçık görme aydınlığına ve insafına ersek, illeti müzminleştirerek bizi zorla sevemeyen kalbi kurşunla delmek çaresizliğine düşeriz.
pek çok budala da kendini dahi zanneder.
insanların mayasında vardır bu gariplik; övmeye üşenir, yermekten haz duyarlar. adam çekiştirmek o kadar tatlı bir şeydir ki.. hele bizimki gibi sosyal eğlencelerin kıt olduğu bir memlekette bu, en zevkli meşgalenin yerini tutar.
iyi saatte olsunlara inanmam. çünkü şimdiye kadar ne yüzlerini gördüm ne de bir fenalıklarına uğradım. çektiğimiz felaketler cinden periden değil en çok ademoğlundandır.
her insan ayrı ayrı ele alınırsa birer vicdan, birer şuur sahibi görünür. fakat insanlar kitle halinde, bireysel faziletlerinden bazılarını kaybediyorlar. kör, muhakemesiz ve insafsız oluyorlar. herkesin derdinden kendilerine sırf eğlence çıkarmaya bakıyorlar. halkın başlıca eğlencesi dedikodudur.