sabahattin ali
azlıkta kalanlar çok olanlara nedense tepeden bakarlar.
bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır. vicdan azabı dedikleri şey ancak bir hafta sürer. ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kafi mazeretler tedarik etmiştir.
şu dünyayı adamakıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki? yaşadığımızın farkına varmayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz?
kitaplar yeni tanıdıklarına karşı çok ketum olurlar. bir kere onlarla laubali oldunuz mu size malik oldukları her şeyi verirler ve onlar bizim isteyebileceğimiz her şeye maliktirler.
kadını hiçbir zaman inkar etmedim. hatta geceleri beni odama o kadar karışık bir halde yollayan, ekseriye bir kadın muvaffakiyetsizliğidir. kadın benim etimin, kemiğimin, kanımın ve muhayyilemin müthiş bir ihtiyacıdır. buna mağlup olmak bir hayvanlık, bunu inkâr etmek daha büyük bir hayvanlıktır.
bu tuluatçılık öyle bir şeydir ki, bir kere yakalanan yakasını kolay kolay sıyıramaz. kumar gibi, cıgara gibi bir şeydir. aç kalır, soğuk han odalarında geceler, herkesten istihfaf ve tahkir görür, lakin onu gene bırakamazlar.