hüseyin rahmi gürpınar
bu dünyanın üstü varsa altı da vardır.
gençlik, dönüşü imkansız olan hayat bölgelerinin uzaklık sisleri içine gömülmüş, her an bizden kaçan bir varlığımızdır.
aşk için pek tatlı şeydir derler. bunun tadı neresinde anlayamadım. insan yattığını, kalktığını, yediğini, içtiğini, hasılı ne yaptığını bilmiyor. bütün duyguları, bütün emelleri, varlığı bir güzellik ilahesinin cazibesine esir oluyor.
iki ruhun uyuşmasıyla gerçekleşen muhabbetlere hakikaten doyulmaz. böyle karşılıklı sevgilerin şevk ve lezzetine son olmaz.
sarhoşlar için uyulması zorunlu bir şart varsa, o da içtikten sonra ayık adamlarla görüşmemektir. bir sarhoş, ayıklar meclisinde ne kadar can sıkarsa, ayıkların sohbetinden de o kadar rahatsız olur.
namus meseleleri derhal kangren olmaya yatkın olan ölümcül yaralara benzer. çıktığı anda hemen tedavi edilmezse, istila ettiği aile bireyinin mahvıyla sonuçlanır.
en masum kalpler bazen yalanda bir tür vicdan selameti bularak oraya sapmaya mecbur oluyorlar.
kalp yaraları diğer bir aşkın iksirinin verilmesiyle tedavi edilir.