sophokles
iyi cins bir at, yaşlansa da yitirmez cesaretini hiçbir tehlike karşısında.ve nasıl hâlâ dimdik tutarsa kulaklarını, sen de öyle cesaret vererek bize, peşinden yürüyorsun önden gidenin.
derslerini ver onların, yüce tanrısı olimpos'un azap, ıstırap veren acılar çektirerek! hiçbir zaman sevinç getirmesin size, değil mi ki giriştiniz böyle melun bir işe?
toprağın altında gömülmüş yatarken ölü, bir hiç olarak, unutulmuş ve olmayanlar onun kanından ödemezlerse kanlarıyla günahlarını ölür utanma denen şey ve bütün insanların onuru.
çok az şey var söyleyebileceğim sana. çoğu zaman az, önemsiz bir söz devirmiştir yere insanları ya da kaldırmıştır ayağa.
asla unutmayacak baban seni helenlerin güçlü hükümdarı, ne de o eski, çift ağızlı tunç baltayı, utanç vererek öldüren onu. evet yüzlerce ayağıyla ve eliyle intikam tanrıçası erinye, tunçtan ayaklarıyla insafsız tuzakların içinden çıkıyor ortaya. çünkü cinayetle lekelenmiş evliliğe, üç kuruşluk yatağa duyulan iğrenç arzu kışkırttı onları. bu nedenle güveniyorum, bu işaret hiçbir zaman, faillere ve suç ortaklarına, yaklaşmayacak onları kahretmeden. gece görünen bu yüz, doğru hedefe götürmezse bizleri, ne dehşet verici bir rüya ne de bir tanrı kehaneti bir daha, bildirir geleceği.
işte her şey böyle başladı. ancak yazmışsa sana felaketi bir kez tanrılar, en güçlü insan bile kaçamaz bundan.
anne kanı güçlüdür. fenalık da görse çocuklarından, nefret etmez hiçbir zaman onlardan.
alçakça yaşamak alçaklıktır soylular için.
insanlar için daha iyi bir kazanç yoktur, kurnazca temkinden ve akıllı düşünceden.
sadece ölüler acı çekmekten kurtulurlar.