ahmet mithat efendi
her başlangıçta, her siftahta bir bereket olduğu işi bilenlerce inanılan bir şeydir.
ben kadınlara asla yaranmak hevesinde bulunmadığım için beni seviyorlar. eğer siz de bu halde olursanız daha çok muvaffakiyete ulaşabilirsiniz.
bir hocanın hakkını vermezlerse o hoca da hizmetini terk etmekte haklıdır.
saman altından su yürütmek ve karda gezip de izini belli etmemek râkım kadar aklı başında delikanlıların işidir, bu hallerin aksi bir hal ararsanız onun örneğini de felâtun bey'de bulacaksınız.
şiir insanı yakmadıktan sonra ne işe yarar?
aşkın bir de böyle kavuşma içinde ayrılık tarafı vardır ki bunun erbabı biraz nadirce bulunursa da nadir erbabı bunun zevkini de emsali pek nadir zevklerden bulur.
o şehvet denilen şey yok mu? pek murdardır. ama gerçekten murdardır. aşk ruhu denilen hayali varlığın temiz eteği, murdar şehvetle kirlenince zevki kaçar. lakin o zaman hırs ve kibir insanın gözlerine perde çektiğinden insan o lekeyi göremez.
şarapla kızışan şairane fikirleri nereme sokayım? şarapla kızışan aşk ve muhabbet ne işe yarar?
ayrılık ve mahrumiyetteki, hem de beraberlik içindeki ayrılık ve mahrumiyetteki hayallerin lezzetinde görülen o devam, ne devamıdır? bir kendinden geçme ve baygınlıktan ibaret olup devamı da birkaç saniyeden ibaret olan ve bir nevi hastalıktan, marazdan başka uygun bir tabiri olmayan şehvetperestlikteki düşüşün hızı hesaba katılacak bir şeydir.
insan kırk yılı arzulu kalsa, aşktan beklenen lezzet kırk yıl devam eder.
bir mirasyedinin istikrarsız servetine ancak dalkavuklar itibar eder. mirasyedinin servetinin istikrarsız servet olduğu, bin kadar deneyimle kesinliğe varmış bir hakikattir.
ah! bu aşk insanı nasıl ihya eden bir histir!
insanoğlunun yaratılışının gereğidir; insan kendi mutluluğundan yalnız kendinin haberdar olmasıyla kanaat etmez, herkesi de haberdar etmek ister. beş liralık bir saate, yirmi beş liralık veyahut daha fazla bir paha etmek üzere elmaslı kordon takmak gibi gösterişler bu karakterin en adi mertebesinin gereklerindendir.
zarar kârın öz kardeşidir. bugün kaybettinse yarın kazanırsın.
ah insan kısmı böyledir! bilhassa genç kısmı böyledir. insan başkalarının yaşadığı tecrübelere güvenemez, güvenmek için ise hazır denenmiş olanları bizzat denemek ister ve halbuki bu tecrübeden, pişmanlıktan başka bir şey hasıl olmaz.
ömrümüz o kadar azdır ki bu alemde en şiddetli ihtiyaçla muhtaç olduğumuz tecrübeleri bizzat yaşayarak onlardan edilecek istifadeyi etmeye süresi yeterli değildir. başkalarının tecrübelerini kabul edip önemsersek belki rahatça, serbestçe, namusluca yaşayabilmeye muvaffak oluruz.