nabizade nazım
izdivaç muhabbetin mezarıdır.
asıl kahramanlık, uğursuz duygulara karşı koyabilme gücüdür.
bir an içinde vücuda gelip yokluğa giden böceklerin asırlar kadar sürekli, asırların tahammül edemeyeceği derece şiddetli bir azaba uğraması fikirlere durgunluk verir.
halkımızın çocuk terbiyesi gayet gariptir. terbiye edelim derken terbiyesini bozarlar da haberleri olmaz. bizde çocuk terbiyesi mutlaka umacıyla, çarşamba karısıyla sınırlıdır. bunun içindir ki hepimize ağırbaşlılık, cesaret denilen şeyler pek zayıf özelliklerden sayılır.
bahtiyarlık istirahat-i fikirdedir.
gönül arsız bir çocuk gibidir ki demin kendisini hakaret yumruğuyla ağlatan bir zalim eli, şimdi bir oyuncak gösterdiği için sevinçle öpmeye başlar.
kadınların ahlakını en ziyade bozan şey süse düşkünlüktür.
gönlüm bile onunla gizliden gizliye ittifak edip duruyor. o da aleyhime isyan eylediği takdirde ben yalnız başıma ne yapabilirim?
ah ekmeğimi güneş altında alnımın teriyle kazanır bir işçi olsaydım!
tecrübe ettim ki yaradılış bakımından mutlu olmayı bilmeyenlere tesadüf, bir bahtiyarlık gösterecek olsa bu bahtiyarlığın aşırılığı mutlaka işaret-i felakettir.
gençlerin hissiyatça en ziyade korkulacak zamanları yatağa girdikten sonra başlar. özellikle insanın yatak içindeki vaziyeti tahayyül için en müsait vaziyettir.