charles bukowski
alışveriş merkezlerini sevmiyorum. alışveriş merkezlerinde olmaktan hoşlanmam. orada oturup mermer fıskiyeyi seyredersin, bir karınca geçer ya da bir tür böcek can çekişmektedir önünde, bir kanadı hareketli diğeri hareketsiz. yabancısındır. iki üç kişi sana buz gibi bakar, sonra garson gelir nihayet, kirli külotunu bile koklatmaz sana; ama kazulet karının tekidir ve bunun farkında bile değildir. istemeye istemeye siparişini alır. bir kola, sıcak ve bükülmüş bir kâğıt bardakta getirir kolayı, canın kola filan çekmiyordur aslında, içersin, böcek hâlâ can çekişmektedir, otobüs hâlâ gelmemiştir, mermer fıskiye toz kaplıdır. her şey yapaydır, anlıyor musun? tezgâha gidip bir paket sigara almak istesen biri gelene kadar beş dakika geçer, oradan çıktığında dokuz kez tecavüze uğramış gibi hissedersin kendini.