jean meslier
apaçıktır ki, insan tümüyle ölür, yani insanın ölümü tam ve kesindir.
insan tümüyle ölür. deli olmayan kimse için bundan daha apaçık bir şey yoktur.
ölümden sonra insan vücudu, tümü yaşamı var eden hareketleri yerine getirmeye yeteneksiz bir kütleden başka bir şey değildir. onda artık ne kanın dolaşımı, ne solunum, ne sindirim, ne konuşma ne de düşünme görünür.
iddia edilir ki, bilinmediği söylenen ruh, o zaman bedenden ayrılmıştır. ancak hakkında hiçbir şey bilinmeyen bu ruha hayat cevheridir demek; "bilinmeyen bir kuvvettir, bilinmeyen ve hissedilmeyen hareketlerin gizli esasıdır." demekten başka bir şey dememiş olmaktır.
ölen adamın artık yaşamadığına inanmaktan daha olağan ve daha sade bir şey yoktur. ölen adamın yine sağ olduğuna inanmaktan da daha aykırı, daha tuhaf bir şey yoktur.
ahiret hayatında kendilerine yararlı ve gerekli olur düşüncesiyle, ölülerle birlikte mezara erzak gömme gelenekleri olan kavimlerin safdilliklerine güleriz. insanların öldükten sonra yemek yiyeceklerine inanmaktan, organları bir kez dağıldıktan ve toprağa dönüştükten sonra, iyi ya da iyi olmayan fikirlere sahip olacaklarını ve hoşlanacaklarını, tat alacaklarını, acı duyacaklarını, pişmanlık ya da sevinç hissedeceklerini düşünmekten daha gülünç, daha abes bir şey yoktur.
ölümünden sonra insanların ruhlarının "mutlu" ya da "mutsuz" olacağını iddia etmek; gözsüz görebileceklerini, kulaksız işitebileceklerini, burunsuz koku alabileceklerini, elsiz ve tensiz dokunabileceklerini iddia etmektir. kendilerinin pek akıllı olduğuna inanan bazı milletlerde böyle fikirler de bulunabiliyor.