marquis de sade: ben bütün insanlığı içeren zamansız gerçekleri yazarım. yemek yer, tuvalete çıkar, seks yapar, öldürür ve ölürüz.
rahip: ama âşık da oluruz. şehirler inşa eder, senfoniler yazar, acıya katlanırız. neden bunları da yazmıyorsun?
de sade: bu bir roman. ahlak risalesi değil.
rahip: ama sanatın işlevi bu değil mi? bizi hayvanlardan öteye taşımak?
de sade: o senin görevin papaz. benimkisi değil. kafamın içinde bir sürü iblis var! tek kurtuluş yolum onları kağıda dökmek.
rahip: değişiklik olsun diye okumayı dene. okuduğundan fazlasını üreten bir yazar. bir amatörün belirtisi. al. incil'le başla. daha neşelidir. üstelik daha güzel yazılmış.
de sade: bu senin tanrı'n mı? kendi oğlunu gerdirmiş biri. bana ne yapacağını düşününce titrerim.
rahip: yazmaya devam ediyorsun.
de sade: ben dünyayı yaratmadım. sadece olanları yazıyorum.
rahip: korkunç şeyler yazıyorsun. kabuslar yazıyorsun. neden? sadece kendi yozlaşmış zevkin için.
de sade: ben gördüklerimi yazıyorum. giyotine gitmeyi. hepimiz toplanmış bıçağın inmesini bekliyoruz. ayaklarımızın altından kan nehirleri akıyor papaz. ben cehennemi gördüm genç adam. sen onu sadece okuyorsun. bu güçlü bir afrodizyak değil mi? başka bir adamın üzerinde güç sahibi olmak?
rahip: hain yazılarını daha fazla yayamayacaksın. şu andan itibaren kendi namussuz adını bile yazmayacaksın.
de sade: inançların benimkilerin karşısında duramayacak kadar kırılgan mı? senin tanrı'n bu kadar dayanıksız mı? bu kadar zayıf mı? ne utanç verici.
rahip: boşuna havaya girme marquis. sen deccal değilsin. sen sadece yazı yazmasını bilen huysuz adamın birisin.