terry eagleton
mihail bahtin: bütün etkili eylemler araya bir mesafe koyularak yapılır. kayıtsızlıkla değil, yalnızca ironiyle. insanlar biraz mesafeli olabilselerdi çocukların derilerini yüzmezlerdi. en azından çoğu. tarihe bak. işe yaramış olan başka bir eylem biçimi var mı?
wittgenstein: tarih, annesinin gözleri önünde yavaş yavaş kızartılan yeni doğmuş bir bebektir.
james connolly: yalnızca cahillerle politikacılar tarihi yadsır. egemen sınıf bir kez doğduğunu kabul ederse ölebileceğini de kabul etmek zorunda kalır çünkü.
bahtin: ölüm, dünyaya geçmiş yüzünden geldi. geçmiş bize ömrün kısalığını, geleceğin de kısa sürede geçivereceğini hatırlatıyor. şu anda birbirimizi böyle umutsuzca boğazlamamızın nedeni bu. yalnızca geçmişi unutabilirsek özgür olabiliriz.
wittgenstein: anlam, bir duvar kağıdı rengi seçer gibi senin karar vererek belirlediğin bir şey değildir.
connolly: milliyetçilik sınıfa benzer. ondan kurtulmak için önce ona sahip olmak zorundasınız.
bahtin: dünyaya boyun eğdiren bütün ülkeler kendilerini dar görüşlülüğe mahkum ederler. kendilerinin üstün olduğuna inanır ve onlara işin doğrusunun bu olmadığını söyleyebilecekleri için fikirlerden tiksinirler. en melez ulus, savaş gemileri her kıtada yayılan ulustur.
james joyce: insanı hayvandan büyük yapan dildir. trajedisi de burada yatar.
bahtin: fikir, insanın hamurunda vardır. insanlar onunla yaşarlar ya da onunla ölürler.
wittgenstein: soyut bilgi masum değildir. zehirdir: karanlık, şiddet dolu, acımasızdır. hayattan kopuk olmakla kalmaz; hayatı terörize eder, kanla canla beslenir. bu korkunç bilgi isteğinin nerede biteceğini biliyor musun? yaz bir kenara. bir tarlada korkuluk olarak bitecek.
terry eagleton: şehirde yaşayanlar seksten çok ender olarak söz ederler ama onu akıllarından hiç çıkarmazlar; gerçeklik ile onun temsili arasında adı konmamış bir uçurum vardır.