doris lessing
hatırladığın şeylerin, hatırlamadıklarından daha önemli olduğunu nereden biliyorsun?
lütfen unutmayın, kralın çıplak olduğunu görebilme yeteneği, diğer niteliklerinin fark edilmediği anlamına gelebilir.
yoğun fiziksellik, çocukluğun gerçeği budur.
dünyadaki hiçbir nefret, küçük bir çocuğun çaresiz öfkesi kadar şiddetli değildir.
tabiat insana çocukluğunun ilk yıllarını unutturmakla ne yaptığını biliyor.
becerikli insanlar beceriksizliği anlamazlar, akıllı insanlar aptallığı anlamazlar.
lakaplar insanlara hadlerini bildirmenin etkili bir yoludur.
gururlu anne babalar genellikle ilk bebeklerinde teorilerle dolu olurlar.
gazeteciler veya tarihçiler geçmişle ilgili bir şey sormaya geldikleri zaman en zor an, onların yüzünde, "buna nasıl inanabildiniz?" ya da bunu nasıl yapabildiniz?" anlamına gelen ifadeyi gördüğüm an oluyor. gerçekler kolaydır. anlaşılması zor olan, bu gerçekleri mümkün kılan atmosferdir. "bakın, biz buna inanmıştık." (o zaman epeyce şapşalmışsınız!) "hayır, anlamıyorsunuz, çok ateşli bir dönemdi." (demek ateşli diyorsunuz!) "o dönemin zehirli havasını solumadan bunu anlamanın zor olduğunu biliyorum."
hayat, birinin, "sen yukarı çıkmıyor musun tayler?" diye sorması kadar şanslı bir olaya bağlı.
popüler olmayan görüşleri çok uzun süre savunan insanlar rahatsız edici, fanatik, paranoyak hale gelirler.
bugünlerde seksten bahsetmeden bir evliliğin bitişini anlatamazsınız.
balzac: eğer bir erkek ardışık akşamlarda karısını iki farklı şekilde tatmin edemiyorsa, çok erken evlenmiş demektir.
"tenimin altındasın
yüreğimin ta içinde
öylesine içinde ki benim bir parçam oldun
tenimin altındasın
denedim teslim olmamayı" (cole porter)
"yumurta kırmadan omlet yapamazsınız."
insanın hiçbir şekilde kontrol edemediği bir süreçten daha acımasız hiçbir şey yok.
en güçlü fikirler, kesin gözüyle bakılanlardır.
utangaçlık kabuklarını kırıp dışarı çıkmakta zorlanan erkekler, yatakta yatan hasta kızlara iyi davranmaktan keyif alırlar.
önce sessiz kalarak, sonra da birkaç belirleyici sözle araya girerek insanları etkilemekten daha kolay bir şey yoktur.
her yerde, dünyanın her tarafında sessiz bir acı, mutsuzluk çölleri..
alay etme maksatlı vurgulu ritimle okunmaya çok az şiir katlanabilir.
hafıza büyük bir komedi ustasıdır.
acı veren, hatta korkunç bir olay yıllar sonra gayet saçma görünebilir.
her grup, hangi konuyla ilgilenirse ilgilensin, nasıl başlarsa başlasın, dini veya mistik bir gruba dönüşür.
"hiçbir zaman yeterince altın takmış olamazsınız."
yirmilerindeki insanlar, arkadaşlarının (düşüp kalktıkları maceraperestlerin, bu çoğunlukla yönsüz, hünersiz veya devrimci dostların veya oyun arkadaşlarının) gün gelip de şehrin ileri gelenleri olarak dünyayı yöneteceklerine zorlukla inanırlar.