carson mccullers
bu dünya zulüm ve kötülükle doludur. bu kürenin dörtte üçü savaş ve baskı altında. yalancılar ve şeytanlar birleşmiş durumda, bilen insanlarsa tek tek ve savunmasız.
nereye bakarsan bak adilik ve çürüme var. insan, adiliği edilgen olarak da olsa kabul etmeden yaşayamaz. kimileri, yediğimiz her lokma, giydiğimiz en küçük şey için geberesiye çalışır ve kimse bilir görünmez bunu. herkes kördür, dilsizdir, kafasızdır; budala ve adidir.
ama de ki bir adam bilsin. dünyayı olduğu gibi görür ve o bütün bunların nasıl olageldiğini görmek için binlerce yıl geriye bakar. sermayenin ve iktidarın yavaş birleşimini, bir araya toplanışını seyreder, bugünkü zirvesini görür. insanların, yaşamak için nasıl birbirlerini soymak zorunda olduklarını görür. çocukların açlıktan öldüğünü, kadınların karınlarını doyurmak için haftada altmış saat çalıştıklarını görür. koca işsizler ordusu belasını ve boş yere harcanan milyarlarca doları, binlerce millik toprağı görür. savaşın yaklaştığını görür. insanların acı çekerken nasıl zalimleştiklerini ve içlerinde bir şeyin öldüğünü görür. ama asıl gördüğü şey, dünyadaki tüm düzenin yalan üzerine kurulduğudur. ve bu, parlayan güneş kadar açık olmasına rağmen, bilmeyenler bu yalanla o kadar uzun zamandır yaşamaktadırlar ki, görmezler bunu.
halk için tek çözüm yolu bilmektir. bir kere gerçeği öğrenir öğrenmez baskı altına alınamazlar artık. yarısı bile bilse gerçeği, tüm savaş kazanılır.