carl sagan: olağan dışı iddialar olağan dışı kanıtlar gerektirir.
jacob bronowski: rüya ya da kabus, deneyimimizi olduğu gibi ve uyanık yaşamak zorundayız. bilimin en ince ayrıntısına kadar nüfuz ettiği, hem yekpare hem gerçek bir dünyada yaşıyoruz. şu ya da bu tarafı tutmaya kalkarak onu bir oyuna çeviremeyiz.
louise bogan: herhangi bir yolculuğa eşlik eden ilk gizem şudur: yolcu başlangıç noktasına en başta nasıl ulaşmıştır?
charles darwin: bugün hayatın kökenini düşünürsek çöpten ibaret olduğunu söyleyebiliriz; hayatın kökeni yerine maddenin kökeni de denebilir pekala.
christopher hitchens: bir yaratıcı ve bir plan olduğunu varsaymak, insanları, hasta olmak için yaratıldığımız, iyi olmamızın buyrulduğu zalimce bir deneyin nesneleri haline getirir.
jacob bronowski: rüya ya da kabus, deneyimimizi olduğu gibi ve uyanık yaşamalıyız. bilimin en ince ayrıntısına kadar nüfuz ettiği hem yekpare hem gerçek bir dünyada yaşıyoruz. şu ya da bu tarafı tutmaya kalkarak onu bir oyuna çeviremeyiz.
albert einstein: tanrı'nın evrenin yaratılışı sırasında bir seçeneği olup olmadığını öğrenmek istiyorum.
douglas adams: uzay büyüktür. öyle böyle değil, gerçekten büyüktür. ne kadar kocaman, devasa, insanın başını döndüren bir büyüklüğü olduğuna inanamazsın. demek istediğim, eczaneye varıncaya kadarki o uzun yol kadar olduğunu sanırsın; ama uzayla karşılaştırdığında o yol bir arpa boyu kalır.
jacob bronowski: deneyimlenmiş olgunun hakikatin bir yüzü olarak onaylanması derin bir konudur ve rönesans'tan bu ana medeniyetimizi hareket ettirmiş başlıca kaynaktır.
bir başlangıç, bir yaratılış, bir bitiş yoktur, der aristoteles.
christopher hitchens: bir şey evreninde yaşamamızı dikkat çekici bulanlar, bekleyin. hiçlik doğruca bizimle çarpışmaya doğru ilerliyor.