andre malraux: bir ahlak anlayışına bağlı yaşamak bir dramdır hep. ister devrim sırasında olsun, ister başka zaman.
cicero: tamamen kendisine bağlı olan ve kendisinin olduğunu söylediği her şeyi içinde taşıyan birisinin son derece mutlu olmaması olanaksızdır.
jodi picoult: önemli olan ulaşılmak istenen yer değil, yolculuğun kendisidir.
lawrence durrell: her şeyi bilmen gerekirdi; bütün insanlar gibi her şeyi bilecek donanımla geldin bu dünyaya. ama gittikçe artan bir bozulmaya uğradın, hayallerin eski çiçekler gibi yavaşça soldu. neden, neden?
william carlos williams: en erdemli davranış intihardır.
napolyon: toplum, servet eşitsizliği olmaksızın ve servet eşitsizliği de din olmaksızın var olamaz.
tolstoy: insanların size kulak vermesi için, gerçeği, acı çekerek ve hatta ölümle pekiştirmek gerekir.
pascal bruckner: arzu, su üstünde yüzen bir dünyadır; sallantılı, değişken.
zülfü livaneli: insanlık bir gün bu barbarlık dönemini aşacak ve canlıları öldürüp etini yiyen bizlere aşağılayarak bakacaklar.
giovanni papini: karşılığında başka bir iyilik elde edeceğini bile bile yapılan iyiliğin bir anlamı yoktur; bu sadece bir değiş tokuş, bir pazarlıktır. gerçek iyilik, kötülük umarak yapılandır.
joyce carol oates: umut, geriye bakınca, çoğu kez acı bir şaka gibidir.
goethe: yaşamın çiçekleri yalnızca görünüştür. bu çiçeklerin çoğu hiçbir iz bırakmadan gelip geçer, pek azı meyve verir, bu meyvelerden de pek azı olgunlaşır.